"لا أستمتع" - Translation from Arabic to Turkish

    • hoşuma gitmiyor
        
    • hoşlanmam
        
    • zevk almıyorum
        
    • keyif almıyorum
        
    • zevk değil
        
    • konuşmaktan hoşlanmıyorum
        
    Bir çocuğu annesinden ayırmak hoşuma gitmiyor ama şüphesiz ki böylesi bir durumda yapılacak en doğru şey bu. Open Subtitles إني لا أستمتع بأخذ طفل من والدته لكنّ في هذه القضية، من الواضح أنه الأمر الصواب الذي ينبغي فعله
    Bu oynadığın karakter hiç hoşuma gitmiyor yani ben bitirmeden buna son versen iyi edersin. Open Subtitles أنا لا أستمتع بالدور الذي تلعبه الآن لذلك ربما يجب أن تحيل تلك الشخصية للمعاش قبل أن أفعلها أنا
    Evlat, sivrisineklere fil tüfeğiyle ateş etmekten hiç hoşlanmam. Open Subtitles أنا لا أستمتع بإطلاق النار على البعوض من أسلحة مخصصة لاصطياد الفيلة
    - Tamam. Lütfen koruyun çünkü vurulmaktan hoşlanmam. Open Subtitles رجاء احم ظهري، لأنّي لا أستمتع بتلقي الرصاص.
    Bana inanıp inanmaman umurumda değil fakat sana gerçeği söylüyorum. Bundan bir nebze bile zevk almıyorum. Open Subtitles لا أهتم إذا كنت ستصدقني، لكني أقول الحقيقة، أنا لا أستمتع بهذا
    Ben "Kovuldun" demekten hiç zevk almıyorum, "Ko-vul-dun". Open Subtitles هو أنني لا أستمتع بقول جملة "أنت مطرود" "أنت مطرود"
    O kadar da keyif almıyorum. Ben çok yavaşım. Open Subtitles أقصد، بأنني لا أستمتع كثيرا أنا بطيء جدا
    Bu zevk değil ı'm değil, dinle. Open Subtitles أسمع، أنه ليس أنا لا أستمتع بهذا.
    - Açıkça seninle konuşmaktan hoşlanmıyorum. Open Subtitles بصراحة ، أنا لا أستمتع بالتحدث إليك
    Benim durumum farklı ama. Benim hoşuma gitmiyor. Open Subtitles ، هذا مختلف فأنا لا أستمتع بها
    Evet! İnsanlara öleceklerini söylemek hoşuma gitmiyor. Open Subtitles لا أستمتع بالقول للناس أعتقد أنك ستموت
    Senin vicdanın olmaktan yoruldum. Senin vicdanın olmak hoşuma gitmiyor. Open Subtitles سئمت من كوني ضميرك لا أستمتع بذلك
    Nişanlımın eski nişanlısının bana uğraması pek de hoşuma gitmiyor. Open Subtitles لا أستمتع بمطاردة خطيبه خطيبى السابقة
    Normalde insanları gülmekten hoşlanmam. Open Subtitles بالعادة لا أستمتع بجعل الناس يضحكون.
    Kaba ve gürültücü kadınlardan hoşlanmam. Open Subtitles لا أستمتع مع النساء الوقحات ، الصاخبات
    Aslında tiyatrodan çok hoşlanmam. Open Subtitles بالعادة لا أستمتع بالمسرح،
    Bilmeni isterim ki bundan zevk almıyorum. Open Subtitles أريدك أن تعلم أني لا أستمتع بهذا
    Ailem beni ilgilendirir. Bundan zevk almıyorum. Open Subtitles عائلتي هي أعمالي أنا لا أستمتع بهذا
    -İnan bundan hiç zevk almıyorum. Open Subtitles لا أستمتع بشيء من هذا
    Bu hafta iyilerden olmaktan hiç keyif almıyorum. Open Subtitles أنا لا أستمتع فعلاً بكوني أحد الأخيار هذا الأسبوع
    Yani sanki hayatta olmam gereksizmiş gibi çünkü hayattan keyif almıyorum, mutlu ya da minnettar değilim ve belki bunu daha iyi değerlendirebilecek birinin yerini çalıyorum. Open Subtitles التواجد هنا على قيد الحياة هو مضيعة لأنني لا أستمتع بذلك و لست سعيدة أو ممتنة و آخذ مكان شخص
    Tahribatın gerçekten bu zevk değil ı'm değil. Open Subtitles أنه حقاً لا أستمتع بهذا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more