"لا أظن ذلك" - Translation from Arabic to Turkish

• Hiç sanmıyorum
• - Sanmıyorum
• Sanırım hayır
• Pek sanmıyorum
• Hiç sanmam
• Ben öyle düşünmüyorum
• Zannetmiyorum

Hiç sanmıyorum, Bay Deckard. Bana göre bir yer değil.
لا أظن ذلك , سيد ديكارد , لا أرتاد هذه الأماكن

Hiç sanmıyorum. Adam çok zeki. Elinizde başka ne var?
لا أظن ذلك إنه ذكي جداً ، ماذا لديك بعد ؟

- kendini, tamamen açık hale getiriyosun. - Hiç sanmıyorum.
أنت تجعل نفسك مكشوف تماماً - لا أظن ذلك -

- Sanmıyorum. - Hadi, yarrağını yalarım.
ـ أجل، لا أظن ذلك ـ بحقك، سوف أداعب قضيبك

Bu beni bir Goa'uld ana gemisine sızmaktan alıkoydu mu? Sanırım hayır.
وهل منعني هذا من التسلسل لسفية جاؤولد أم لا أظن ذلك

Ama bu büyüme saçmalıklarını yuttuğumu Pek sanmıyorum dostum.
ولكن لا أظن ذلك أنا أشتر من هذه السخافات تعقل يارجل

Hiç sanmıyorum. Şimdiden, diğer adamlarla çıkmanın muhabbetini yapıyor.
لا أظن ذلك , إنها تتكلم مسبقاً عن مواعدة أشخاص آخرين

Hiç sanmıyorum. Asla haberi olmayan bir kişiyi öldürmemiştim.
..لا أظن ذلك فأنا لم أقتل أحداً لايستحق الموت

Hiç sanmıyorum, ejderimin parlayan yansımaları var.
لا أظن ذلك شكراً لقوة يمتلكها هذا التنين

F.B.I. ÖZEL AJAN JACK TREMAIN Hiç sanmıyorum. Şuursuz katiller, aksine beyazdır.
لا أظن ذلك ، القتلة المنهمكين يميلون للأبيض

Bak, bu benim kendim için ne yaptığımla ilgili değil, Hiç sanmıyorum.
الأمر لا يتعلق بفعلي شيئا لأجلي لا أظن ذلك

Silahını bırak ve bana ver. Hiç sanmıyorum.
إرمه وإنبطح على الأرض أيها الملازم لا أظن ذلك

Hiç sanmıyorum.
هذا يعني بأن لدينا فرصة لكي لا ينبش أحد خلفه لا أظن ذلك

Hiç sanmıyorum. Ayrıca şu var, sen annene benziyorsun.
لا أظن ذلك.على أي حال،أفترض أنكِ ستمرين بمرحلة الأمومة خاصتك

- Hiç sanmıyorum. - Hayır, sizi önceden gördüğüme eminim.
ـ لا أظن ذلك ـ لا ، أنا واثقة أننى قد رأيتك من قبل

Hayır, Hiç sanmıyorum, bırak onu.
كلا، لا أظن ذلك. ضعيه جانباً. ضعيه جانباً.

Deniyorum. Durmadan uğraşıyorum. Ama dürüstçe söylemeliyim ki, Hiç sanmıyorum.
سأواصل المحاولة لكن يجب أن اخبرك بصدق لا أظن ذلك .

- Sanmıyorum. Bayan Wendice'in anahtarı nerede?
. لا أظن ذلك أين مفتاح السيدة " وينديس " ؟

Sanırım hayır.Bizim aramız pek iyi değil.
لا أظن ذلك أنت رجل و أنا موضوع جيد للأقاويل

Pek sanmıyorum ama yine de tetikte kalmalıyız.
لا أظن ذلك ولكن علينا أن نبقى حذرين

Hayır, Hiç sanmam. Duygular konusunda tasalanmamıza gerek yok.
لا أظن ذلك لا خوف على المشاعر هنا

Çok ağır olduğumu söylediğini biliyorum ama Ben öyle düşünmüyorum.
أعلم أنّكم تقولون أن وزني ثقيل للغاية، لكنّي لا أظن ذلك.

Zannetmiyorum iki aydır sizinle aynı binada yaşıyorum ama daha yeni tanışabildik.
لا أظن ذلك أعيش هنا منذ شهرين و لم نر بعضنا