"لا اصدق انك" - Translation from Arabic to Turkish

    • inanamıyorum
        
    • inanmıyorum
        
    Ailemi ziyarete geldiğine inanamıyorum, ve üstelik ilişkğimiz bir haftalık olmasına rağmen. Open Subtitles انا لا اصدق انك هنا تزور عائلتى ونحن معا من اسبوع فقط
    Gerçekten de palyaço gibi giyindiğine inanamıyorum. Çok fazla dikkat çekeceksin. Open Subtitles لا اصدق انك تنكرت حقاً بزي مهرج ستجلبين الكثير من الانتباه
    Sırf delice bir şeyler yapsın diye onu sarhoş etmeye çalıştığına inanamıyorum. Open Subtitles انا لا اصدق انك تريدة ان يشرب فقط لكى يفعل اشياء مجنونة
    Espri anlayışınızı geliştirmek için 14 sene beklediğinize inanamıyorum ama yine de iyiydi. Open Subtitles لا اصدق انك أنتظرت كل هذه المدة لتطوير حس الفكاهة لديك لكنها جيدة
    - Şimdi sen okşa onu. - Bunu yaptığına inanmıyorum. İnanamıyorum... Open Subtitles الآن تداعبيها لا اصدق انك تفعلين ذلك لا اصدق
    Charlie, bu kadar kızmana inanamıyorum. Adamla daha az önce tanıştın. Open Subtitles شارلي , لا اصدق انك غاضب هكذا انت بالكاد قابلت الرجل
    Büyük ihtimalle "Bunu yaptığınıza inanamıyorum, ikinizde beni gerçekten hayal kırıklığına uğrattınız" derdi. Open Subtitles من المحتمل ان تقول لا اصدق انك تفعل هذا و خاب أملي فيكما
    -Bunu yaptığına inanamıyorum. James'in haberi var mı? -Ona mesaj attım. Open Subtitles لا اصدق انك فعلتي هذا هل جيمس يعلم نعم لقد راسلته
    O merasim platformuna çıktığına inanamıyorum! Open Subtitles انت فقدت عقلك أنا لا اصدق انك فعلتها لا اصدق انك صعدت على منصة العرض
    Jack, beni vurduğuna inanamıyorum. Open Subtitles أوه ، جاك ، لا اصدق انك اطلقت النار علي هذا مؤلم
    Ben de buraya gelmene inanamıyorum. Kocamla yattığını herkes biliyor. Open Subtitles و انا لا اصدق انك جئت هنا و الكل يعرف انك تنامين مع زوجي
    O virüsü yazdığında 11 yaşında olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles لا اصدق انك كنت فى الحاديه عشره عندما كتبت هذا
    Profesyonel golfçu olduğuna inanamıyorum. Sen aslında kafeteryada çalışmalıydın. Open Subtitles لا اصدق انك لاعب جولف محترف، كان الاجدر بك ان تعمل كنادل بحانة وليس ان تلعب جولف.
    Asker kılığına girmeyi denemene inanamıyorum. Open Subtitles انا لا اصدق انك حاولت ان تفعل نفسك جندي لماذا توبخني ؟
    Beni almadan gittiğine inanamıyorum. Hey, sizinle sonra konuşuruz, tamam mı? Open Subtitles انا لا اصدق انك ذهبت بدونى سوف اتحدث معكم لاحق ، حسنا؟
    Bensiz gittiğine inanamıyorum. Sizinle sonra konuşurum tamam mı? Open Subtitles انا لا اصدق انك ذهبت بدونى سوف اتحدث معكم لاحق ، حسنا؟
    İnanamıyorum. Hala kimle konuştuğun farkında değilsin. Open Subtitles انا لا اصدق انك لازلت لا تعرف مع من تتحدث
    Beni tavuk ızgara yapmak gibi sıradan birşey için tehdit ettiğine inanamıyorum. Open Subtitles لا اصدق انك خائف جدا من شئ صغير جداً كقيامي بالشواء.
    Bana hediye aldığına inanamıyorum. Bunu sen mi paketledin? Open Subtitles لا اصدق انك احضرت لي هديه هل لففتها بنفسك
    Hala Joni Mitchell dinlediğine inanmıyorum. Open Subtitles لا اصدق انك لا تزالين تستمعي لجوني ميتشيل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more