"لا اعتقد أن" - Translation from Arabic to Turkish

• olduğunu sanmıyorum
• olduğunu düşünmüyorum
• sanmam
• hiç sanmıyorum

İnsanların o programın varlığından haberdar olduğunu sanmıyorum.
لن أقلق بِشأن ذلك .. لا اعتقد أن الناس على معرفة أن ذلك المسلسل موجود

-Onu bu yüzden buraya getirmeni istiyorum. -Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
لهذا السبب أريدك أن تجلبها لا اعتقد أن هذه فكره جيده

- Şu an yaptığımız işi yapacak gücü bile olduğunu sanmıyorum.
لا اعتقد أن حتى هو لديه القوة ـ التي نمتلكها الأن ـ لا

SB: Evet, bunun isabetli bir ifade olduğunu düşünmüyorum, hayvanlar bize bunun doğru olmadığını öğretti bence.
إس بي: نعم, أنا لا اعتقد أن هذا دقيق, و اعتقد أن هذا ممكن لأن الحيوانات علمتنا ذلك.

Seçme şansımın olduğunu düşünmüyorum bu yüzden bilgiyi ben kontrol ediyorum ya.
لا اعتقد أن أمامي خيار لهذا السبب فإني أتحكم في المعلومات

Gerçi... buraya geldiğin zamanki kıyafetlerinin artık sana olacağını sanmam.
لا اعتقد أن الملابس التي اتيت بها ستناسبك بعد الآن.

Babamın benim için planladığı hayatın bu olduğunu hiç sanmıyorum.
لا اعتقد أن تلك هي الحياة التي تصورها والدي لي

Lori,Şimdi bunun için doğru zaman olduğunu sanmıyorum...
لوري .. لا اعتقد أن هذا وقت مناسب

- Baya ürpertici bir şey. - Bence bu olduğunu sanmıyorum.
شيء مخيف جداً لا اعتقد أن هذا هو الشيء

İtiraz ediyorum, Sayın Hâkim. Bay Talbot'un, Bayan Campo'nun kafasından geçenleri tahmin edecek konumda olduğunu sanmıyorum.
اعترض يا سيادتك , لا اعتقد أن السيد "تالبوت" مؤهل لتحديد خطتها

Tesadüf olduğunu sanmıyorum. Değil de zaten.
أنا لا اعتقد أن هذه مصادفة - لا ، ليست كذلك -

Ama bu soruların doğru sorular olduğunu sanmıyorum!
و لكنّي لا اعتقد أن هذه الأسئلة ! هي الأسئلة المناسبة

- Benim bedavaya yapıp sevebileceğim bir şeyin olduğunu sanmıyorum.
- انا ايضاً - واااااو، لا اعتقد أن هناك أي شئ أريد القيام به مجاناً

Bütün bunların iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
لا اعتقد أن تلك تبدو فكرةً رائعة

Hayır. Hayır, doğrusu kimsenin senin kadar sarhoş olduğunu sanmıyorum.
لا اعتقد أن أحد قد يجاريك في الثمالة

Ciddi bir şey olduğunu sanmıyorum.
لا اعتقد أن الأمر خطيرا

Ben kararsız yönde atılmış bir adımın doğru olduğunu düşünmüyorum, tamam mı?
حسناً, لا اعتقد أن شريك مجرم غير مسنقر هي خطوة للطريق الصحيح, حسناً؟

Bunun benimle onun arasında olduğunu düşünmüyorum.
لا اعتقد أن الأمر يتعلق بنا الإثنين

Bunun bir aksaklık olduğunu düşünmüyorum.
لا اعتقد أن هذا خلل

Bu makinaya bağlıyken çalışacağını sanmam.
لا اعتقد أن هذا سينجح عبر التوصيل إلى آلة

İrlandalıların söylendiği kadar içtiklerini sanmam.
لا اعتقد أن الايرلندي يشرب بقدر ما يقوله الناس

Annen ve kızkardeşin etrafta dolaşırken en iyi oyunumu sergileyebileceğimi hiç sanmıyorum.
بربك، لا اعتقد أن بوسعي إخراج أفضل ما لديّ وأمِك وأختكِ في الجوار

Yani şükran günüyle alakası olduğunu hiç sanmıyorum.
لا اعتقد أن لديها شيء لتفعله في عيد الشكر