"لا تتركين" - Translation from Arabic to Turkish

• bırakmıyorsun
• terk etmiyorsun
• vermiyorsun
• bırakmıyorsunuz

Neden kürsüyü bu konuda konuşmak için para alanlara bırakmıyorsun?
لمَ لا تتركين النقد لمن يُدفع لهم لإلقاء آرائهم ؟

Neden arabanı burada bırakmıyorsun? Seni eve götürürüm.
لماذا لا تتركين سيارتك هنا و نا سأوصلك إلى المنزل

Biraz daha medeni bir şey olur diye umuyordum ama bana başka seçenek bırakmıyorsun.
وكنت آمل أن تكون طريقة متحضرة قليلاً ولكنك لا تتركين لي أي خيار

Neden Manderley'i terk etmiyorsun?
لم لا تتركين "ماندرلاى" ؟

Neden işinden çıkıp, sana bakmama izin vermiyorsun?
لماذا لا تتركين عملك وتسمحي لي أنْ أعتني بك؟

Ayrıca, çıkarken neden kartınızı bırakmıyorsunuz, doktor?
و يا دكتورة لم لا تتركين بطاقة عند خروجك؟

Hey, tatlım. Neden hemen şuraya bırakmıyorsun?
،مرحبًا يا عزيزتي لمَ لا تتركين ما وقع وشأنه؟

Bu şekilde bana çok fazla seçenek bırakmıyorsun tatlım.
أنتِ لا تتركين لي خيارات كثيرة هُنا يا عزيزتي

Saçını neden hep böyle bırakmıyorsun?
لم لا تتركين شعرك هكذا دائماً؟

Senden başka kimsenin varolması için yer bırakmıyorsun.
لا تتركين مجالاً لوجود أيّ أحد آخر

Niye her şeyi bırakmıyorsun?
لماذا لا تتركين انت كل هذا الان؟

O zaman bana başka seçenek bırakmıyorsun.
إذن.. فأنتِ لا تتركين لي خياراً

Kimsenin unutmasına da izin vermiyorsun.
وأنك لا تتركين أي شخص آخر ينسى ذلك

Bu görevi neden Bailey'e vermiyorsun?
لماذا لا تتركين الدكتورة (بيلي) تتولى هذه العملية؟

Bunu neden profesyonellere bırakmıyorsunuz? İzin verin kampüs güvenliğimizi kontrol edelim, siz de derslerinize çalışın.
لم لا تتركين هذا العمل للمحترفين، وتدعينا نمارس شأن الأمن الجامعيّ،

Neden şu Calamity Jane tavırlarından vazgeçip, silahı bırakmıyorsunuz.
إذن لماذا لا تتركين التشبه ...بـ(كالاميتي جاين) جانباً و