Meraklanma. Ayrıca onların seni gaza getirmesine izin verme. Kendini yaralayabilirsin. | Open Subtitles | لا تقلقي , لا تسمحي لهم بأن يضايقوكِ لكي تؤذي نفسك |
Hayatım, hiç kimsenin vücudundan utanç duymanı söylemesine izin verme! | Open Subtitles | عزيزتي ، لا تسمحي لأحد مطلقاً أن يقول لك اخجلي من صورتك |
Fakat, lütfen, Kutsal Meryem, böyle olmasına izin verme. | Open Subtitles | لكن أرجوك ، أيتها الأم المقدسة ، لا تسمحي لها أن تكون كذلك |
Fakat her şeyden önemlisi, çok şişmanlamamaktan da önemlisi, hiçbir adamın babafingosunu şeftaline sokmasına asla izin verme. | Open Subtitles | لكن الأهم من أن تصبحي بدينة هو أن لا تسمحي لرجل أن يدخل عضوه في عضوك |
Kimseyi içeri almayın. Dışarı çıkmayın ve polisi arayın. | Open Subtitles | لا تسمحي لأي أحد بالدخول إبقي في الداخل، إستدعي الشرطة |
Sakın içeri sokma. Girmesine izin verme. | Open Subtitles | لا تسمحي له بالدخول، لا تسمحي له بالدخول |
İçine girmesine izin verme, tamam mı? Zor olduğunu biliyorum. Fakat onu uzak tutmalısın. | Open Subtitles | لا تسمحي لها بالدخول ، أعرف أن هذا صعب ولكن يجب ألا تسمحي لها بالدخول |
Bu işin sende saplantı haline gelmesine izin verme. | Open Subtitles | لا تسمحي لتلك الوظيفة بأن تستحوذ عليك كثيراً |
Bu bina sana ait. Helikopterin kalkmasına izin verme. | Open Subtitles | أنت تملكين المبنى لا تسمحي للمروحية بالإقلاع |
Herkes bazı zamanlar kontrolünü kaybeder ama bunun moralini bozmasına izin verme. | Open Subtitles | الجميع يفقد سيطرته أحياناَ لكن لا تسمحي لهذا الأمر أن يحبطك |
Dönüşlere başını erken sokmasına izin verme sakın. | Open Subtitles | الآن لا تسمحي له بخفض رأسه عند المنعطفات المبكرة |
Bütün gece odasında tıkılıp kalmasına izin verme. | Open Subtitles | هل هي بخير؟ حسناً, لا تسمحي لها أن تطيل السهر في غرفتها طوال الليل |
Bebeğim ondan hoşlandığını biliyorum ama kimsenin olduğun kişiyi değiştirmesine izin verme. | Open Subtitles | صغيرتي، أعلم أنّه يروقكِ، لكن لا تسمحي لأحدٍ بتغيير كينونتكِ، إتّفقنا؟ |
Lütfen bunun olmasına izin verme. | Open Subtitles | لو خسر الترشيح سوف يموت أرجوكِ لا تسمحي لهذا بالحدوث |
Bu parmaklıkların seni kandırmasına izin verme, canım. | Open Subtitles | و لا تسمحي لهذه القضبان أن تخدعكِ يا عزيزتي. |
Çocukların aptal olsun istiyorsan hiçbir şey okumalarına izin verme. | Open Subtitles | إن أردتِ أن يصبح طفلك غبياً لا تسمحي له بقراءة أي شيء. |
Hayır, metodolojiye çok zaman harcamasına izin verme Jane. | Open Subtitles | لا , لا تسمحي لا بأهدار الوقت على المنهجية , جاين |
Şoförün yine seni kandırmasına izin verme, tamam mı? | Open Subtitles | لا تسمحي للسائق بخداعك مرة اخرى ، حسنا ؟ |
Polis gelene kadar kimseyi içeri almayın, tamam mı? | Open Subtitles | لا تسمحي لأي أحد بالدخول حتى وصول الشرطة، حسناً؟ |
Tatlı kızım benim, sakın korktuğunuzu görmelerine izin vermeyin. | Open Subtitles | و لا تسمحي لهم برؤيه خوفك |
İnsanların senin için hoş bir şey yapmalarına niçin izin vermiyorsun? | Open Subtitles | أعني، لمَ لا تسمحي للناس فقط أن يقوموا بشيء لطيف لأجلك؟ |