"لا حاجة لذلك" - Translation from Arabic to Turkish

• Gerek yok

Gerek yok. Eminim beni alacak başa bir yer vardır.
لا حاجة لذلك.أنا متأكد بأنني سأجد شخص ما الذي سيأخذني

Hayır. Hayır, buna Gerek yok. Zaten benim adım verildi.
لا ، لا حاجة لذلك ، إنه يحمل اسمي مسبقاً

- Hiç Gerek yok. Çok çalıştın zaten. - Eğlenmene bak sen.
لا حاجة لذلك , قد عملت بجد أريدك أن تحظى بالمرح فحسب

- Daha sonra uğrar bakarım, iyi misin diye. - Buna Gerek yok.
ـ سأمر عليك لاحقا لاطمئن عليك ـ لا حاجة لذلك

- Sahtekârlık yok, değil mi? - Senin gibi bir rakibe karşı Gerek yok.
بدون كروت فوق الكمِ لا حاجة لذلك ، مع أبله مثلك

Gerek yok.
لا حاجة لذلك, أعتقد أنها قد إلتوت ليس إلاّ

Gerek yok. Biraz dinlendikten sonra kendime gelirim.
لا حاجة لذلك سأكون بخير بعد الحصول على بعض الراحة

Buna Gerek yok. Eminim ki gerçekten kırıktır.
لا حاجة لذلك أنا متأكد تماماً أنها حقاً مكسورة

Gerek yok. Sadece biraz un almak için gelmiştim.
لا حاجة لذلك ، أردت فقط أن استعير بعض الطحين

Gerek yok. Güvenlik kamerasının kayıtlarına bakarım ben.
لا حاجة لذلك نستطيع مراجعة اشرطة الفيديو الامنية

Umumi bir toplantıdan isimsiz haber mi? Hiç Gerek yok.
مصادر مجهولة من أحداث عامّة لا حاجة لذلك

Gerek yok. Tüm gereken siyah ışık, değil mi?
لا حاجة لذلك, كل ما تريدينهُ هو الضوء الأسود, صحيح؟

Gerek yok. Formları imzaladım ve yeni doktorumla yola çıkıyorum.
لا حاجة لذلك, لقد وقعت على نماذجكِ, وأنا مغادر مع طبيبي الجديد

Gerek yok. Ben iyiyim. Neden iyi olmayayım ki?
لا حاجة لذلك ، أنا بخير لمَ عسايّ ألاّ أكون بخير ؟

Gerek yok. Organlarını bilimsel araştırmalar için bağışlamış.
.. لا حاجة لذلك لقد تركت جثتها لمختبرات العلوم

Hiç Gerek yok. Cesedi nereye sakladığını adım gibi biliyorum.
لا حاجة لذلك أعرف بالضبط أين تمّ إخفاء الجثة

Bence herhangi bir değişikliğe Gerek yok, bu haliyle gayet iyi.
أظن بأنه لا حاجة لذلك دعونا نبقيه كما يبدو

Niye hep beni bekliyorsun anlamıyorum. Gerek yok.
أنا لا أعرف لماذا تنتظرني دائماً بينما لا حاجة لذلك.

Gerek yok. Bunu neden yaptığını bulduğumuza inanıyoruz.
لا حاجة لذلك , نعتقد أنه يتعين علينا أن نكشف دافعه.

Gerek yok, Anne. Duvar kağıdına alıştım artık.
لا حاجة لذلك يا أمي، لقد اعتدتُ فعلاً على ورق الجدران.