Kaygılanacak bir şey yok. Son 2 haftadır bu tür 40 vakaya baktım. | Open Subtitles | لا شئ يدعو للقلق، لقد عالجت أربعين حالة منه خلال أسبوعين |
Sadece manyetik alanı çalıştırdım. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | أنه فقط حقل مغناطيسي نشط لا شئ يدعو إلى القلق |
Maharaja: Endişe edecek bir şey yok, tek bir şey bile. | TED | ماهاراجا: لا شئ يدعو للقلق، لا شئ. |
- Korkmanıza gerek yok. Kendime hakim olabilirim. - Ama henüz korkacak bir şey yok. | Open Subtitles | لا تخافا ، اٍننى منضبطة جدا - لا شئ يدعو للقلق حتى الآن - |
Dikkatli davrandığın sürece endişe edecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا شئ يدعو للقلق طالما ستكونين حريصة |
Rahatsızlık için özür dileriz. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | نأسف على الازعاج لا شئ يدعو للقلق |
Rahatsızlık için özür dileriz. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | نأسف على الازعاج لا شئ يدعو للقلق |
Pekâlâ millet, gerilecek bir şey yok. | Open Subtitles | حسنٌ يا رفاق لا شئ يدعو إلى التوتر. |
Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا شئ يدعو للقلق |
Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا شئ يدعو للقلق |
Endişelenecek bir şey yok tatlım. | Open Subtitles | لا شئ يدعو للقلق حبيبي |
Korkacak bir şey yok. | Open Subtitles | لا شئ يدعو للتشاؤم. |
Bak, korkulacak bir şey yok. Ev daha yeni. | Open Subtitles | لا شئ يدعو للخوف منه هذا منزل جديد... |
Yalnızım. Korkulacak bir şey yok. | Open Subtitles | انا أعزل، لا شئ يدعو للخوف |
Endişelenecek bir şey yok, söz veriyorum. | Open Subtitles | لا شئ يدعو للقلق، أعدُك |
Korkacak bir şey yok. | Open Subtitles | - سكوت لا شئ يدعو إلي الخوف |