Şuandan itibaren, ben içinde olmadığım müddetçe hiçbir şey kabul edilmeyecek... ne yirmi bir, ne esrar anlaşmaları, ne de hiçbir şey... | Open Subtitles | مِنْ الأن لا شيء سوف يباع في المدينة ما لم اشارك لا بلاك جاكَ لا مخدراتَ ، لا شيءَ |
hiçbir şey beklemezsen ve her şeyi alırsan, bu kaderdir. | Open Subtitles | عندما تَتوقّعُ لا شيءَ وأنت تُصبحَ كُلّ شيء ذلك الـقــدرُ بي. |
hiçbir şey erken olmayacak. | Open Subtitles | لكن لا شيءَ سَيَحْدثُ مبكراً أَو أيّ شئ. |
Zaten buralarda korunacak bir şey yok. | Open Subtitles | هناك لَيسَ لا شيءَ هنا للحِراسَة على أية حال |
Beni dinle ve kulağını aç. Telefon etmek yok, hiçbir şey yok. | Open Subtitles | وإستمعْ جيداً لا نداءاتَ أكثرَ، لا لا شيءَ أكثرَ. |
Bir takım komplikasyonlar oldu, Rosemary ama daha sonraki doğumları etkileyecek bir şey değil. | Open Subtitles | كان فية مضاعفات روزماري لكن لا شيءَ سَيُؤثّرُ علي الولادات المستقبلية |
hiçbir şey tahmin etmenin verdiği gibi müthiş bir his vermez. | Open Subtitles | لا شيءَ يُقارَن بذلكَ الإحساس الرائِع مِنَ التَوَقُّع |
Ama içindeki hiçbir şey onun go-kart olduğu gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | لكن لا شيءَ فيه تغييرات، الحقيقة بأنّه يَذْهبُ العرباتَ. |
Bir geri zekalı hakkında hiçbir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ لا شيءَ حول لا لعنةَ تُعيقُ. |
Söyleyeceğin hiçbir şey kararımı değiştirmez. | Open Subtitles | و لا شيءَ ستقولهُ يمكنُ أن يجعلني أُغيّر رأيي |
Ama hayatta hiçbir şey kolay kazanılmaz, beni duydunuz mu? | Open Subtitles | لكن لا شيءَ في هذه الحياةِ يأتي بسهوله ، أتسمعني ؟ |
hiçbir şey dışarı çıkmıyor o yüzden acı gittikçe daha da kötüleşecek. | Open Subtitles | لا شيءَ يخرج منك لذا سيسوء ألمكَ أكثر فأكثر |
O yüzden ya bunu yaparım ya da hiçbir şey yapmam. | Open Subtitles | وهو الفحصُ الوحيدُ الذي لن تسمحي لي بإجرائه لذا إما أن أقومَ بهذا، أو لا شيءَ على الإطلاق |
Yoksa bütün gün boyunca hiçbir şey söylemeyecek misin? | Open Subtitles | َاو أنت يُمْكِنُ أَنْ تَقُولَ لا شيءَ طِوال اليوم |
Sayın Başkan, kusura bakmayın ama onlara söyleyeceğimiz ya da söylemeyeceğimiz hiçbir şey onların sevdiklerinin öldüğü gerçeğini değiştirmeyecek. | Open Subtitles | مع كامل احترامي، يا سيادة الرئيس لا شيءَ نقوله أو نخفيه عنهم سيغيّر حقيقة موتٍ أحبّائهم |
Onu hasta edecek bir şey yok. | Open Subtitles | لحشراتٍ صغيرة لا شيءَ من شأنهِ التسبُّبُ في مرضه |
Bir başkasının ölümünü seyretmek kadar hayat dolu başka bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيءَ يُشعرنا بمتعة الحياة أكثر من رؤيتنـاً لآخرين يموتون |
Ailenin tekrar aynı çatı altında toplanması kadar hoş bir şey yok! | Open Subtitles | لا شيءَ ينعش القلب أكثر مِنْ عائلةٍ التمّ شملها |
Temel konular. Halledemeyeceğin bir şey değil. | Open Subtitles | كلّها أساسيّات لا شيءَ لا تستطيعين التعامل معه. |
Orası yatak odası. Ama orada hiç bir şey olmadı. | Open Subtitles | تلك غرفةُ النوم، لكن لا شيءَ حَدثَ أبداً في هناك. |