Özel bir şey değil. Güzel evimiz için makarna yaptım. | Open Subtitles | لا شيء خاص , مجرّد معكرونة جلبتُها من مطعم عادي |
Özel bir şey değil de görünen o ki mahkeme Jae Wook'un başvurusunu kabul etti. | Open Subtitles | لا شيء خاص. يُقال بأنّ المحكمة منحتْ جاي ووك .استئنافًا للقضية الأسبوع المقبل |
Özel bir şey değil. | Open Subtitles | لا شيء خاص. |
Havadan sudan konuştuk. Özel bir şey yok. | Open Subtitles | و قمنا بالتحدث عن حياتنا المدرسية لا شيء خاص |
Özel bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء خاص. |
Önemli bir şey yok. Ne zaman döneceğini yazmış mı? | Open Subtitles | لا شيء خاص |
Önemli bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء خاص. |
Özel bir konu yoktu. | Open Subtitles | لا شيء خاص |
Özel bir şey değil... | Open Subtitles | لا شيء خاص |
- Özel bir şey değil. | Open Subtitles | لا شيء خاص |
Özel bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء خاص. |
Özel bir konu yoktu. | Open Subtitles | لا شيء خاص. |