Yeniden bağ kurmak için buradayım kendimi yok etmek için değil. Gerçekten. | Open Subtitles | جئت من أجل إعادة البناء لا من أجل التحطيم الذاتي ، أعدكِ |
Randy, biz çocuk için burdayız tramplen için değil. | Open Subtitles | راندي نحن هنا من أجل الفتى لا من أجل الترامبولين |
Evet, o sessiz kalmak içindi, buradan gitmek için değil. | Open Subtitles | من أجل أن تلزم الصمت لا من أجل أن تُسجن |
Blowtorch'u gerçekte fikir hakkı için istediler, çalışanları için değil, ...bu nedenle bunu o kadar ucuza almaları iyi bir şey. | Open Subtitles | كانوا يريدون بلوتورش من أجل الملكية الفكرية لا من أجل موظفيها من حظهم أنهم حصلوا عليها بسعر رخيص |
Vakit kendin için yaşama vakti, başkaları için değil. | Open Subtitles | لقد جاء الوقت الذي تعيش فيه من أجل نفسك, لا من أجل الآخرين. |
Meclis savaş için ödeme yapmak istiyor, kazazedeler için değil. | Open Subtitles | أعضاء الكونغرس يريدوا أن يدفعوا من اجل الحرب، لا من أجل ضحاياها |
Leş kokulu, bit torbası maymunlar için değil. | Open Subtitles | لا من أجل القردة النتنة المليئة بالقمل |
Bir amaç uğruna ölelim, bir gösteri için değil. | Open Subtitles | فليكن من أجل هدف لا من أجل الدعاية فقط |
Sadece kendim için değil, Shidoshi'm Tanaka için de. | Open Subtitles | لا من أجل نفسي فحسب بل من أجل (تاناكا) معلمي |
Bunu kendim için, Tirzah için değil, oğlum için istiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أطلب هذا من أجلي ....."و لا من أجل "تيرزا إنما من أجل أبني |
Bunu kendim için, Tirzah için değil, oğlum için istiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أطلب هذا من أجلي ....."و لا من أجل "تيرزا إنما من أجل أبني |
Fotoğrafı seçimi kazanmak için tezgâhladınız Rosie cinayetini örtbas etmek için değil. | Open Subtitles | فبركت الصورة كي تكسب الانتخابات، لا من أجل التستر على جريمة مقتل (روزي). |