Tamam anladım. Birbirimizi sevmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | . حسناً لا مشكلة ، لا نحتاج أن نحب بعضنا |
Bunun için uzaya gitmek zorunda değiliz. | TED | لا نحتاج أن نذهب إلى الفضاء للإجابة عن هذا السؤال . |
Kamera karşısında konuşmak zorunda değiliz ama bir sürü insan bu korkunç trajediyle eşsiz başa çıkış yönteminizi merak ediyor. | Open Subtitles | لا نحتاج أن نتحدث للكاميرا... لكن الكثير من الناس يتساءلوا عن طريقتكم المميزة للتأقلم... مع هذه المأساة الفظيعة. |
Gördünüz mü, bu insanlara yardım etmemize gerek yok, zaten onlara yardım eden biri var. | Open Subtitles | أرأيتِ, لا نحتاج أن نساعد هؤلاء الناس لقد وجدوا من يساعدهم بالفعل |
Sayın Yargıç, Zayeed Shaheed'in bomba yerleştirdiğini ispat etmemize gerek yok. | Open Subtitles | حضرة القاضي (لا نحتاج أن نثبت أن (زايد شهيد زرع قنبلة |
Kamera karşısında konuşmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | نحن لا نحتاج أن نتحدث للكاميرا. |
- Değerini kimseye ispatlamak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لا نحتاج أن نقنع أحدا باستحقاقه |
Provincetown'da kot şortla evlenen gay çift gibi yüksek sesle söylemek zorunda değiliz, sadece iskelenin üzerinde dondurmamın tadını çıkarmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | نحن لا نحتاج أن نقولها بصوت عال مثل زوج من الشواذ "يتزوجان و هما مرتديان سراويل قصيرة في "بروفينزتاون بينما أنا فقط أحاول الإستمتاع بالبوظة عند المرسى |
Onun hakkında konuşmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | -لا عليكِ. لا نحتاج أن نتحدث عن الأمر |