"لا يتعلق الأمر" - Translation from Arabic to Turkish

• Konu
• Mesele
• Olay
• ilgisi yok
• Önemli olan
• alakalı değil
• ilgili değildi
• ilgili değil

Konu istenmeyen zararladan kaçınmak değil sadece; Konu barışı sağlamak.
لا يتعلق الأمر بمجرد تجنب الدمار المباشر؛ الهدف الأساسي هو تحقيق السلام.

Baba Konu, senin nasıl bir baba olduğun değil.
أبي لا يتعلق الأمر بأي نوع من الأباء أنت

Mesele fosil aramak değil, tecrübe etmek,
لا يتعلق الأمر فقط بالبحث عن الحفريات لكن بتكوين التجارب.

Mesele bayrak değil. Avluya çıkmak istiyordu.
لا يتعلق الأمر بالعلم إنما يريد أن يكون في الفناء

Ben bir şey istemiyorum. Olay, senin istediğin şeyin bende olması.
لا يتعلق الأمر بما أريد لكن ما لدي هو الذي تريده

Hann, seninle bir ilgisi yok. Söylemek istediklerime söyledim.
لا يتعلق الأمر بكِ أخبرت من أردت إخبارهم

Önemli olan neyi bildiğin değil, veya kimi tanıdığın.
لا يتعلق الأمر بمقدار ما تعرفة بل يتعلق بمن تعرفة

Kendi bakışımı ya da ona benzer birşeyi zorlamak ile alakalı değil.
لا يتعلق الأمر بالإساءة إلى رؤيتي أو أي شيء من هذا القبيل.

Belki sorun bu geri dönmen ile ilgili değildi.
حسناً، لربما لا يتعلق الأمر بالعودة

Bu yeni bir teknoloji ilgili değil, sadece malzemeleri tekrar düzenlemekle alakalı.
لا يتعلق الأمر بتكنولوجيا جديدة, هو مجرد إعادة ترتيب المعدات المعدنية لدينا.

Bakın, pasaport kontrol etmiyoruz. Konu onunla ilgili değil... Polonya'dan buraya çalışmak için mi geldiniz?
لن نتحقق من جوازات السفر، لا يتعلق الأمر بهذا لكن هل أتيت من بولندا فقط لتعمل ؟

Konu kızımızın aklında ne olduğu değil, o adamın ne yaptığı.
لا يتعلق الأمر بما كانت تفكر وإنما بما فعل

Konu müvekkilimizin rahatlik seviyesi degil Sayin Yargiç.
لا يتعلق الأمر بمستوى راحة موكلنا يا سيدتي القاضية

Konu, polisin hareketi değil, ...jürinin kafasını şüpheyle doldurmanız ve ben bunu kesmenizi istiyorum.
لا يتعلق الأمر بدوافع الشرطة بل برغبتك في زرع الشك في عقول المحلفين وأنا أريدك أن تكفّ عن ذلك

Mesele hayır işinde bulunmak değil bunu hangi sosyete kokanası düzenlemişse onun egonu beslemek.
لا يتعلق الأمر بالتبرع الامر يتعلق بتغذية غرور من ينظمها

- Karşılığını fazlasıyla veririm. - Mesele para değil Jack. Mesele kurallar.
ــ لقد دفعت كل مستحقاتك لا يتعلق الأمر الأمول , و إنما هنالك قوانين

Asıl Olay kalabalık olması değil, nasıl haber yapıldığı.
لا يتعلق الأمر بالحشود بل كيف يبلغ عن الأمر

Olay domuz eti yemek değil, din de değil.
لا يتعلق الأمر بأكل لحم الخنزير أو بالدين.

Bunu Tanrı veya Tanrılarla ilgisi yok, bu bizimle ilgili.
لا يتعلق الأمر بإله أو آلهة، إنه عنّا.

Bunun güvenle ilgisi yok. Yararlı olmakla ilgilisi var.
لا يتعلق الأمر بالثقة مع " بو " بل يتعلق بكونك مفيداَ له

Önemli olan benim hoşuma giden değil, insanların neye hazır olduğu.
‏‏‏لا يتعلق الأمر بما أحبه،‏ ‏‏بل يتعلق بما الناس في الأعلى مستعدون لتقبّله‏‏

Elbette, bazen, Önemli olan kelimeler değildir.
بالطبع أحياناً لا يتعلق الأمر بالكلمات...

Saklayacak hiçbirşeyim yok. Bu saklamakla alakalı değil... onu haketmedin.
ليس لدي ما أخفيه - لا يتعلق الأمر بالإخفاء -

Ama her şey teknolojiyle alakalı değil.
ولكن لا يتعلق الأمر فقط بتكنولوجيا.

Bu asla sana zarar vermekle ilgili değildi.
لا يتعلق الأمر بإلحاق الأذى بكِ مطلقاً

Kamera tüm bu sahneleri hiç olmadığı kadar ulaşılabilir hale getirmiş olabilir; ama bu sadece kamerayla ilgili değil.
ربما جعلت الكاميرا الحصول على هذه المشاهد أكثر سهولة من أي وقت مضى، ولكن لا يتعلق الأمر بالكاميرا فقط.