"لا يتوقف" - Translation from Arabic to Turkish

    • durmuyor
        
    • durmak bilmiyor
        
    • sürekli
        
    • durmaz
        
    • duruyor
        
    • durmadan
        
    • kesintisiz
        
    • Durmayacak
        
    • hiç kesmez
        
    Olabildiğince hızlı olacağız ama adam durmuyor. Nereye gittiğini görmüyor musun? Open Subtitles نمضي بالسرعة التي نقدر لكنه لا يتوقف لم لا تنظر أمامك
    Ne zaman bir yerden girmeye çalışsam kanama başlıyor ve durmuyor. Open Subtitles في كل مره أحاول الحصول على وريد, يحصل نزيف لا يتوقف.
    Yine de bu hayat ...bir saniye bile durmak bilmiyor... Open Subtitles ولكن لا تزال هذه الحياة ولو لثانية فقط لا يتوقف
    Yine de bu hayat ...bir saniye olsun durmak bilmiyor... Open Subtitles ولكن لا تزال هذه الحياة ولو لثانية فقط لا يتوقف
    Ve sırf büyükannemle büyükbabam bana sürekli şeker getirdikleri için. Open Subtitles وكل هذا بسبب جدي لا يتوقف عن جلب الحلوى لي
    Dedem hep böyledir. Bir defa anılarını anlatmaya başladı mı hiç durmaz. Open Subtitles جدي هكذا، منذ أن يبدأ بالحديث لا يتوقف أبداً
    -Durmuyor aynı şeyi söyleyip duruyor. -Geliyoruz. Tekrar ve tekrar. Open Subtitles إنه لا يتوقف ، بل يواصل قول ذات الشئ مراراً وتكراراً
    -Kadın sinirliymiş. Bebek durmadan ağlıyormuş. Open Subtitles لقد كانت غاضبة , الطفل لا يتوقف عن البكاء
    Evet, sanırım, kesintisiz güç kaynağı kullanıyorsa eğer. Open Subtitles أجل، أعتقد ذلك، إن كانت تعمل بمصدر طاقة لا يتوقف.
    Yüksek ateş ve kanama Durmayacak. Bir şeyler yapmalıyız. Open Subtitles حرارته مرتفعة ونزيف عينيه لا يتوقف , يجـــب أن نفعــــل شـــــــيء
    Ama şunu öğrendim: Biz yetişkinler böyle bir ölümün adaletini anlamıyoruz diye çocukların ölmesi durmuyor. TED ولكن ما تعلمته هو: لا يتوقف الأطفال عن الموت بسبب أننا الكبار لا نستطبع فهم الظلم في فقدانهم.
    Trenler gece yarısından sonra bu durakta durmuyor. Open Subtitles هذا القطار يتحول الى سريع بعد منتصف الليل. انه لا يتوقف هنا حتى
    Çünkü bu üst üste yaşadığım yüzüncü salı günü ve bu durmuyor. Open Subtitles لأن هذا هو يوم الثلاثاء المائة على التوالي مررتبهذامن قبل, و هذا لا يتوقف
    Arabam çekildi, burnumun kanaması durmuyor ve kendimi iyi hissetmiyorum. Open Subtitles سيارتي سحبت وانفي لا يتوقف عن النزيف وانا لا اشعر بخير
    Hayatın dalgaları ...bir saniye bile durmak bilmiyor... Open Subtitles هذه الموجات من الزمن ولو لثانية فقط لا يتوقف
    Hayatın dalgaları ...bir saniye olsun durmak bilmiyor... Open Subtitles هذه الموجات من الزمن ولو لثانية فقط لا يتوقف
    Telefonda söylediğim gibi durmak bilmiyor. Open Subtitles كما أخبرتك على الهاتف أنه لا يتوقف
    Bir de aranızda Kanadalılar hakkında sürekli kötü şeyler söyleyen bir adi zibidi varmış. Open Subtitles هذا واحد منكم أسوء من البقية كلهم نذل أبله لا يتوقف عن الكلام بسوء عن الكنديين
    Telefonum iş teklifleriyle sürekli çalıyor. Open Subtitles ربما عليك أن تفعل. هاتفى لا يتوقف عن الرنين بطلبات العمل
    Vücut soğukta kaldığında kendini yavaşlatır fakat tamamen durmaz. Open Subtitles الجسم يتباطئ عندما يبرد لكنه لا يتوقف تماما
    Sırtım odun gibi hissettiriyor. Sırtımdaki disk kıtırdayıp duruyor. Beni deli ediyor. Open Subtitles ظهريّ يشبه الخشب, لدي ذلك القُرص أللعين الذي لا يتوقف عن ألرنين, هذا يدفعني للجُنون.
    Demek oğlumun durmadan hakkında konuştuğu kişi sensin. Open Subtitles حسناً , أنتِ التي لا يتوقف أبني عن الحديث عنها
    Evet, sanırım, kesintisiz güç kaynağı kullanıyorsa eğer. Open Subtitles أجل، أعتقد ذلك، إن كانت تعمل بمصدر طاقة لا يتوقف.
    Ya da her şey oldu da diyebiliriz, tek bir anda, ...ve hiç Durmayacak. Open Subtitles أو إذا أحببت، حدث كل شيء في مرة واحدة و لا يتوقف أبدا
    - Ne olacak... - Abartısız, konuşmayı hiç kesmez. Open Subtitles هل يفعل ذلك حرفيا لا يتوقف عن الحديث

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more