"لا يجب عليكِ" - Translation from Arabic to Turkish

• gerek yok
• etmek zorunda
• yapmak zorunda değilsin

- Özür dilemene gerek yok. - Evet, var.
ــ لا يجب عليكِ أن تعتذري ــ بلى، يجب علي ذلك

Buna gerek yok çünkü bir ses yapılandırma programı hazırladım.
لا يجب عليكِ ذلك لقد صمّمت برنامج لبناء الصّوت

Korkmana gerek yok, asıl diğerleri korkmalı.
لا يجب عليكِ أن تخافي الآخرون يجب عليهم أن يخافوا

- Dürüst davranıyordum. - Bir ilişkide her konuda dürüst davranmana gerek yok.
لا يجب عليكِ ان تكوني صادقة حول كل شئ صغير في العلاقة

Hayır, ihlal meselesinden dolayı durmadan teşekkür etmek zorunda değilsiniz.
كلا، لا يجب عليكِ فعل ذلك ! لا توجد مشكلة

Saçma bir şey yapmak zorunda değilsin. Ben bir çaresine bakarım.
لا يجب عليكِ القيام بشيء سأحلّ هذا الأمر

Seni seven biri sana inandığı için teşekkür etmene gerek yok, tatlım.
لا يجب عليكِ أن تشكري أحدا يحبّكِ لتصديقه لكِ يا عزيزتي.

Yazılarını yayınlamadan bana göndermene gerek yok.
لا يجب عليكِ أن ترسلي لي هذه الأمور قبل أن تنشريها.

Anlatmana gerek yok. Uçaktan indiğin zaman yüzünü gördüm.
لا يجب عليكِ إخباري بذلك لقد رأيت وجهك حينما نزلتِ من تلك الطائرة

Bir başkasının yaptığı bir şey için suçlu hissedip böyle bir şey yapmana gerek yok.
لا يجب عليكِ فعل اي شيء لمجرد شعورك بالذنب تجاه ما فعله شخص آخر

Artık hayatınız için endişelenmenize gerek yok.
لا يجب عليكِ ان تقلقي بعد الآن عن كونكِ في خطر.

- Yüzüme vurmana gerek yok anne.
لا يجب عليكِ أن تضغطي على جرحي، أمّاه ..

Doğrulamana gerek yok.
لا يجب عليكِ أن تؤيدي ذلك ، فقط اسعلي مرتين

Kuaföre gitmek için deniz aşmanıza gerek yok, ben usta bir kuaförüm.
لا يجب عليكِ الإنتظار للذهابالىمركزالجزيره. أنا مصففة شعر مؤهلة بالكامل!

Ne düşündüğünü merak etmene hiç gerek yok.
لا يجب عليكِ أن تتسألي بماذا هو يفكر

- Benim hakkımda endişelenmene gerek yok. - Sevindim.
لا يجب عليكِ أن تقلقي علي - سعيدة لسماع هذا -

Ama devam etmene gerek yok.
لكن لا يجب عليكِ الإستمرار بركوب الخيل

Bir şey söylemene gerek yok.
.. لا يجب عليكِ أن تقولي أي شيء

O kadar şaşırmış gibi bakmana gerek yok.
لا يجب عليكِ أن تبدين مندهشة تماما.

O kadar şurup koymana gerek yok.
لا يجب عليكِ وضع الكثير من السكر

İstemiyorsan yardım etmek zorunda değilsin.
لا يجب عليكِ مساعدتي إن لم ترغبي في ذلك.

Hemen gerçekleşmek zorunda değil. Bunu yapmak zorunda değilsin.
لا يجب عليكِ أن تقابليهم الآن ليس عليكِ فعل هذا