"لا يجدي" - Translation from Arabic to Turkish

    • işe yaramıyor
        
    • olmuyor
        
    • yürümez
        
    • yürümüyor
        
    Zıplamak bir işe yaramıyor! Acı biraz gidiyor ama hemen geri geliyor! Open Subtitles القفز لا يجدي نفعاً، أعني إنه يفيد لوهلة، لكنه لا يحسن الوضع.
    Stres ve kaygının kaynağını araştırma. Sakin kafayla düşünmeye çalışıyorum. İşe yaramıyor. Open Subtitles أنا أحاول أن أكون ذات عقليّة منفتحة حسناً , لكنّه لا يجدي
    Görünen o ki, bu da her zaman işe yaramıyor. TED ثم يتبين أنه أيضاً لا يجدي نفعأ دائماً.
    Ben bizim için çalışmak istiyorum,senin için ama, bak, lütfen, olmuyor işte. Open Subtitles أريد العمل معنا، أريد العمل معك لكن بحقك، هذا لا يجدي نفعا
    Birbirimize güvenmezsek, bu ilişki yürümez. Open Subtitles إنّ ذلك لا يجدي لو لم نثق ببعضنا.
    Projenin yarısına gelindiğinde, şüpheciler dedi ki "Bu yürümüyor. Genom projesinin yarısına geldiniz ve projenin yüzde birini bitirdiniz." TED وفي نصف مشوار المشروع، قال المشككون هذا لا يجدي. لقد مضى نصف المشروع وقد أنهينا واحد في المائة فقط من المشروع
    Anladım ki dilek olayı işe yaramıyor. Open Subtitles وبعدها أدركت أن طلب تحقيق الأمنيات , لا يجدي
    Ne olacağını düşündüğümü bilmiyorum ama hepimiz hemfikiriz ki bu işe yaramıyor, çok fazla çaba ve zaman gerektiriyor. Open Subtitles لا ادري ماذا ظننت عن لكنني اظن إننا نتفق إن هذا لا يجدي نفعاً لذا نحن متعادلين
    Bana bağırmak için sana para ödediğime memnunum ve aptal olduğumu söylediğin için, ama hiçbir işe yaramıyor. Open Subtitles وقد تمتعت حقا بدفع لك و الصراخ في وجهي وتقول لي احمق ، لكن هذا لا يجدي
    Dinle, beni buraya neden yolladığını anlıyorum, ve beni kariyerimin her adımında izleyip yönelttin, ama bu hiç işe yaramıyor. Open Subtitles اسمع، أنا أعلم لم أرسلتني إلى هنا ولقد كنت مرشدي في كل خطوة في حياتي المهنية ولكن هذا الوضع لا يجدي
    Albuterol işe yaramıyor. Hasta kan öksürmeye başladı. Open Subtitles الألبوتيرول لا يجدي بدأ المريض يسعل دماً
    Laf sokarak beni ayartmaya çalışmaktan vazgeç. İşe yaramıyor. Open Subtitles توقفي عن التقرب مني بأن تكوني لئيمة تجاهي , هذا لا يجدي نفعاً
    Kelimeler olmadan iletişim kurmaya çalıştım ama işe yaramıyor. Open Subtitles كنت أحاول التواصل بدون كلمات، لكنه لا يجدي نفعًا.
    Onu nasıl iyileştireceğimi söyle. Vampir kanı işe yaramıyor. Open Subtitles أخبرني كيف أعالجها فحسب دم مصّاص الدماء لا يجدي
    İşe yaramıyor, hiç iyi hissettirmiyor ve beni iyi hissettiren tek şey kan! Open Subtitles الأمر لا يجدي تفعا لا يشعرني بالتحسن قط والشئ الوحيد الذي يشعرني بالتحسن هي الدماء
    Sana üzülmem için uğraşıyorsan işe yaramıyor. Open Subtitles إن كنت تحاول إشعاري بالأسف عليك، فهذا لا يجدي.
    Sana üzülmem için uğraşıyorsan işe yaramıyor. Open Subtitles إن كنت تحاول إشعاري بالأسف عليك، فهذا لا يجدي
    Sokaklarda yaptıkların, Red, işe yaramıyor. Open Subtitles كل شيء تفعله في الشوارع يا أحمر، لا يجدي نفعاً
    bu tam olarak yardımcı olmuyor bana. Open Subtitles ولكن الأمر لا يجدي نفعاً , في حين أنني في كل رشفة
    Burada yürümez. Open Subtitles هذا لا يجدي نفعاً هنا
    - Evet ama işler o şekilde yürümüyor. Open Subtitles .أجل , حسنٌ , إنّ الأمر لا يجدي كذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more