"sayısız anne bir an için sırtlarını döndüğünde, bebekleri yerde..." | Open Subtitles | عدد لا يحصى من الأمهات أداروا ظهورهم لجزء من الثانية |
Bu doğru. Yıllarca sayısız görülmeler oldu. Neredeyse dört yüz yıl öncesinden bahsediyoruz. | Open Subtitles | صحيح عدد لا يحصى شاهدوه على مر السنوات ما يقارب من 400 سنة. |
Yolsuzluğun altına gömülmüş sayısız dosyanın temize çıkarılması için 30 gün. | Open Subtitles | ثلاثين يوما لازالة عدد لا يحصى من الملفات المدفونة تحت الفساد |
derdi. Ona okumayı öğrettim. Ama onun dışında okuma yazma bilmeyen sayısız zenci erkek çocuğu vardı. | TED | علّمت ديشان كيف يقرأ، ولكن هناك عدد لا يحصى من الأولاد السود الذين لا يزالون محاصرين في الأميّة |
Ernest, sen ve işbirlikçin Celestine, inanılmaz sayıda suçla itham ediliyorsunuz. | Open Subtitles | ايرنيست، أنت شريك سيلستين و متهمون بعدد لا يحصى من الجرائم |
Ben sadece doğadan esinlenilmiş, basit bir süreci gösterdim; sayısız başkaları da var. | TED | لقد أظهرت عملية بسيطة واحدة كانت مستوحاة من الطبيعة؛ وهناك عدد آخر لا يحصى منها. |
Bu noktada sayısız araştırmalardan insanların neden yalan itiraflarda bulunduğunu ve bunun Brendan Dassey gibi bazı insanlar için neden daha riskli olduğunu biliyoruz. | TED | ومن عدد لا يحصى من الدراسات، لدينا فكرة عن سبب اعتراف الناس كذبًا، ولماذا يصبح بعض الأشخاص، مثل بريندان داسي، أكثر عرضة لفعل ذلك. |
Birleşik, taşınabilir ve maliyetsiz görüntüleme sayısız hayat kurtarabilir. | TED | ويمكنُ للتصوير الطبي المُدمج والمحمول والرخيص إنقاذ حياة عدد لا يحصى من البشر. |
Aslında onları kurtaran şey sayısız yıkıma sebebiyet veren hadise ile hemen hemen aynıydı ; Tsunami. | TED | لكن ما أنقذهم حقًا من المرجح أنها نفس الظاهرة التي أحدثت ما لا يحصى من الخسائر: التسونامي. |
Milyonlarca seks işçisi ve sayısız seks işçisi örgütü ile konuşabilirsin. | TED | بإمكانكم التكلم مع ملايين محترفي الجنس وعدد لا يحصى من المنظمات التي يقودها محترفو الجنس. |
Birçok yönden bu karışık konu üzerine, sayısız çoklukta yazmış doktorlar, akademisyenler ve bloggerlar mevcut. | TED | هنالك أطباء وأكاديميين ومدونين، قاموا بكتابة عدد لا يحصى من المقالات حول الكثير من وجوه هذا الموضوع الشائك |
sayısız işgalci kuvvet de tarih boyunca aynısını yaptı. | TED | عبر التاريخ هناك عدد لا يحصى من الجيوش الغازية التي فعلت المثل. |
İşte bu alanda, sayısız yağma noktası işaretlemiştik. | TED | الآن في هذا الموقع، قمنا بتعيين عدد لا يحصى من حفر النهب. |
ABD'de eskiden sayısız kabile varken, şu an itibarıyla federal olarak 567 kabile mevcut. | TED | وحتى الآن، هناك حوالي 567 قبيلة معترفٌ بها فيدرالياً في الولايات المتحدة الأمريكية بينما كان هناك عددٌ لا يحصى منها. |
Devasa kiliselerde çarpıcı saçlı sayısız papazla hayatı nasıl en iyi şekilde yaşadıklarına dair mülakat yaptım. | TED | قابلت عدداً لا يحصى من القساوسة العمالقة ذوي الشعر المذهل سألتهم كيف يعيشون أفضل حياة الآن. |
Örneğin sayısız bitki ve hayvan türü etkilenmiş durumda. | TED | على سبيل المثال، يتضرر عدد لا يحصى من النباتات والحيوانات. |
Öyle düşünmüyorum, aynı yıldız ölümlerini sayısız defa pekçok yerde gözlemleyeceklerdir. | Open Subtitles | لا أظن ذلك. سيكونون وقتها قد راقبوا ظواهر مماثلة على عدد لا يحصى من النجوم قبل فناء الشمس بوقت طويل. |
Bencil bir savaşta sayısız masumun ölümüne yol açabiliriz. | Open Subtitles | أن نتسبّب بموت عدد لا يحصى من الأبرياء في معركة عبيثة |
Yıllardır ev işi yapılmadığı için oluşan sayısız bakteri ve alerjikleri söylemiyorum bile. | Open Subtitles | ناهيك عن عدد لا يحصى من البكتيريا و المواد المثيرة للحساسية بسبب سنوات من التدبير المنزلي السيء هذا لا يبشر بخير لكم |
Çoğalıcılar herkes için bir tehdit, buna galaksimizdeki dünyalarda bulunan sayısız insan toplulukları da dahil. | Open Subtitles | أن المستنسخين تهديد للجميع من ضمنهم العدد الذي لا يحصى من البشر الذين يسكونون في العوالم عبر هذه المجرة |
Yukarıya baktım ve gökyüzü, sınırsız sayıda yıldızla doluydu. | TED | ثم نظرت للأعلى، فكانت السماء مليئة بعدد لا يحصى من النجوم. |