Hayır. Senin kızmaya hakkın yok. Benim kızmaya hakkım var. | Open Subtitles | لا يحق لك ان تكون منزعجا انا يحق لي الانزعاج |
Birkaç dosya bırakmaya gelmiştim ama yasal olarak kendi muayenehaneni açma hakkın yok. | Open Subtitles | كنت فقط اسقط بعض الملفات ولكن قانونيا لا يحق لك افتتاح عيادتك الخاصه |
Ve bütün mutluluğu kendin için istemeye hakkın yok senin, anladın mı? | Open Subtitles | و لا يحق لك أن تحصلى على كل السعادة لنفسك فقط |
Bunu yapamazsınız. Mektuplarımı okumaya hakkınız yok. | Open Subtitles | لا ينبغى أن تفعل ذلك لا يحق لك قراءة رسائلى |
Beni burada tutmaya hakkınız yok. Beni derhal serbest bırakın! | Open Subtitles | لا يحق لك إبقائى هنا, اطلق سراحى الآن لم أفعل أى شىء خطأ |
O adamı sadece bir kaç haftadır tanıyorsun. Onu bu şekilde yargılamaya hakkın yok. | Open Subtitles | لا تعرفه سوى منذ أسابيع قليلة، لا يحق لك أن تصدر أحكامك عليه |
İftira atmaya da hakkın yok. Asla. Girebilirsin. | Open Subtitles | لا يحق لك الكذب بشأنه ابداً تفضل بالدخول، أنه مفتوح |
Beni yargılamaya hakkın yok. Hem de başıma gelenlerden sonra. | Open Subtitles | لا يحق لك إصدار أحكام عليّ، ليس بعد ما مررتُ به. |
Bu yüzden suçlanmadıkça ya da suçlanana kadar avukat tutma hakkın yok. | Open Subtitles | ولهذا لا يحق لك الحصول على محام ما لم أو حتى يتم اتهامك |
Ne olursa olsun annene el kaldırmaya hakkın yok. | Open Subtitles | لا يحق لك أن تمد يدك على أمك مهما كان السبب |
Bana böyle davranmaya hakkın yok. | Open Subtitles | لا يحق لك معاملتي بهذه الطريقة |
Odama girmeye hakkın yok. | Open Subtitles | أنت لا يحق لك الدخول الي غرفتي |
Bunu masamdan almaya hakkın yok. | Open Subtitles | لا يحق لك أن تأخذ هذه عن مكتبي |
Hiçbir şeye hakkın yok. Soruları cevapla yeter. | Open Subtitles | لا يحق لك أيّ شئ أجب عن الأسئلة فحسب |
Aileden değilsin. Burada bulunmaya hakkın yok. | Open Subtitles | لست من العائلة لا يحق لك البقاء هنا |
Bana ne yapacağımı söyleme. Burada olmaya hakkınız yok. | Open Subtitles | لا تملي عليّ ما أفعل لا يحق لك التواجد هنا |
Bunu sormaya hakkınız yok. | Open Subtitles | أنا شبه متأكدة أنه لا يحق لك سؤال عن هذا |
Benim yüzyılımı eleştirmeye hakkınız yok. | Open Subtitles | انصتي، لا يحق لك انتقاد القرن العشرين. |
Göğüslerimi bu kadar geniş yapma hakkınız yok. | Open Subtitles | لا يحق لك أن تجعل نهداى بهذا "الإفراط".. |
Sizin buraya gelmeye hakkınız yok. | Open Subtitles | لا يحق لك التواجد هنا, انت تخطيت الحدود |
Benim iznim olmadan kölelerimi azat etmeye hakkın yok. Annemi öldürmek için izin aldığını hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا يحق لك تحرير عبيدي بدون إذني - لا أتذكر أنك أخذت الإذن لقتل أمي - |
Orası benim mutfağımdı ve içeri girip yağımı atmaya hiç hakkın yoktu. | Open Subtitles | كان ذلك مطبخي لا يحق لك أن تدخله وترمي لي الدهن خاصتي |