"لا يخيفني" - Translation from Arabic to Turkish

• beni korkutmuyor
• beni korkutmaz
• beni korkutamaz

O beni korkutmuyor, bana yas tutacak bolca Varner varken.
هذا لا يخيفني بقدر ماانه لا يوجد الكثير من ابناء فارنر ليقومو بنعيي وتشييعي

beni korkutmuyor. Katiller ve hırsızlar tarafından yetiştirildim.
إنه لا يخيفني , لقد رُبِّيتُ من قبل القتلة و اللصوص

Bu iğrenç yaltakçı beni korkutmuyor.
ذلك الزاحف القبيح لا يخيفني البتة

Gerçek vücut parçaları beni korkutmaz, nasıl olsa aradaki farkı bilmiyor olacağım.
أطراف حقيقية , لكن هذا لا يخيفني

Sözlerin beni korkutmaz.
كلامك لا يخيفني

Bana Acımasız Reggie derler. Hiçbir örümcek beni korkutamaz.
انهم يدعونني ريجي الطائش لا يخيفني عنكبوت

Bak, anne, dünya beni korkutmuyor. Sadece güzelleşiyor.
أمّي، العالم لا يخيفني بل يتحسّن بإستمرار...

Ne Doktor'un ölümü ve kendi ölümüm beni korkutmuyor.
موت الدكتور لا يخيفني و لا موتي كذلك

Kesinlik artık beni korkutmuyor.
ذلك الإيقان لا يخيفني بعد الأن

Açlık ve kan cefalarınız beni korkutmuyor.
عذاب شرهكم ونزوعكم للدم لا يخيفني.

(Gülüşmeler) Ona açıkça ortada olanı sorduğum da bana dedi ki, "Radyasyon beni korkutmuyor. Açlık korkutuyor."
(ضحك) وقالت لي، عندما سألتها بوضوح، "الإشعاع لا يخيفني. انما الموت جوعاً يفعل ".

beni korkutmuyor.
فهو أمر لا يخيفني

Işık beni korkutmuyor..
الضوء لا يخيفني

- Zaman yolculuğu beni korkutmuyor, efendim, çünkü mümkün değil.
لا يخيفني سيدي لأنه غير ممكن

Burroughs beni korkutmuyor.
بوروز لا يخيفني

Ama beni korkutmuyor.
لكنه لا يخيفني.

Bunlar beni korkutmaz. Ama korkutmalıydı.
هذا المكان لا يخيفني

Bak, Tom, akıllılık beni korkutmaz.
تعرف، طوم، الذكاء لا يخيفني.

Sihirli kılıcın beni korkutmaz, Torunn.
سيفك السحري لا يخيفني ، ترون

Hakaret ve tehditlerin beni korkutamaz.
إهانتك وتهديدك لا يخيفني

Şef beni korkutamaz. Dr. Bailey Beni korkutur.
رئيس الجراحين لا يخيفني الطبيبة (بايلي) تخيفني