Ben buradan çok ürküyorum. Bu da hiç yardımcı olmuyor. Cidden boktan bir durumdayız. | Open Subtitles | اشعر بالخوف الشديد هنا. وهذا ايضا لا يساعد , هذا حقآ , شىء لعين. |
Sürekli hayal aleminde dolaşıyor ve çizdiği o acayip resimlerin de... çocuk gösterilerinin de ona hiç bir faydası yok. | Open Subtitles | لا يساعد أنه لديه تلك الأفكار في رأسه تلك الرسومات الغريبة ودفن نفسه في برنامج الأطفال هذا |
Yaptığımız işin de pek Yardımı olmuyor. | Open Subtitles | هذا العمل الذي نحن نعمل، هو لا يساعد حقا. |
Bak, ne düşündüğünü bilmiyorum, ama Hiç yardımcı olmuyorsun. | Open Subtitles | إنظري,أنا لا أعرف ما تفكرين به ولكن ذلك لا يساعد في شئ. |
Kaplumbağa kabuğuna benziyor ama bunun pek bir yararı yok. | Open Subtitles | أعني ، إنها تبدو كصدفة سلحفاة لكن هذا لا يساعد |
Buraya oğlun için geldin. Bunun ona bir yararı olmaz. | Open Subtitles | لقد اتيت هنا من اجل ابنك وهذا لا يساعد |
Ne yazık ki, bu bilginin bu kadına artık bir faydası olmaz ama onun ailesi için çok ciddi ve büyük etkileri olabilir. | TED | وبالتالي مع الأسف، هذا لا يساعد هذه المرأة، لكن لديه آثار حادة، عميقة إن صح التعبير، على عائلتها. |
Kalça ameliyatının iyileşmesini bekliyor ve üvey babam hiç yardımcı olmuyor. | Open Subtitles | هي لا تزال تتعافي من جراحة الورك وزوج امي هو فقط لا يساعد |
Arkamda gidip gelmen hiç yardımcı olmuyor. | Open Subtitles | تعلمون، فإن المقعد الخلفي القيادة، لا يساعد. |
Sadece başından beri Cole'dan hoşlanmaman hiç yardımcı olmuyor. | Open Subtitles | لكن هذا لا يساعد فأنتِ تكرهين "كول" منذ البداية |
Kendine acımanın da bir faydası yok Xander, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً , الشعور بالأسف حيال نفسك لا يساعد أيضاً , يا أكساندر , حسناً ؟ |
Ducky bunun bana faydası yok. | Open Subtitles | وهذا الجزء الوحيد الذي اتذكره يا داكي هذا لا يساعد في شـيء داكي : |
O zaman çevreyi kaybedebiliriz. Bunun kimseye faydası yok. | Open Subtitles | وإننا سنزيل هذا الحصار , إنه لا يساعد أي شخص هنا |
- Vampirdi. - Sözümü geri alıyorum. Yardımı olmuyor. | Open Subtitles | ــ مصاص دماء ــ أجل, أسحب كلامي, هذا لا يساعد |
Ne demek istediğini anlamıyorum. Hiç yardımcı olmuyorsun. | Open Subtitles | لا أدري ما يعني ذلك و هذا لا يساعد |
Çünkü şu an söylediklerinin Kirk'e yararı yok | Open Subtitles | لأن ما تقوله الآن لا يساعد "كيرك" بأي شكل من الأشكال |
Boş umutlara tutunmanın kimseye yararı olmaz. | Open Subtitles | عقد من أملا كاذبا لا يساعد أحدا. |
Ağlamanın kimseye faydası olmaz. | Open Subtitles | البكاء لا يساعد أحد على فعل شيئ |
- Birileri orayı inşa etmiş. - Bize yardımı olmaz. | Open Subtitles | أحدهم بنى هذا المكان لا يساعد هذا بشئ |
Panik hiçbir işe yaramıyor. Tamam. Can kurtaran yeleklerimiz var. | Open Subtitles | لقد مرت علي حالات أسوأ من هذا والذعر لا يساعد. |
Kusura bakma, sana bir faydası olmadı. | Open Subtitles | أجل، آسف، على الأرجح ذلك لا يساعد |
Tanık koruma da pek yardımcı olmadı. | Open Subtitles | و وجوده حاليا في برنامج حماية الشهود لا يساعد |
Sadece kendine değer veren bir suçlu polislere yardım etmez. | Open Subtitles | هم. المجرم الذي فقط يهتم بنفسه لا يساعد رجال الشرطة. |
Dışarıya ve yukarıya yayılan ışığın tamamı, aslında etrafınızdaki alanı aydınlatmaya yardımcı olmaz. | TED | وكل الضوء المتناثر للأعلى والخارج لا يساعد في إنارة محيطنا. |