"لا يستحقّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • değmez
        
    • hak etmiyor
        
    • değmezmiş
        
    Haklı çıksam da çıkmasam da risk almaya değmez. Open Subtitles سواء أكنتُ مخطئاً أم لا الأمر لا يستحقّ المخاطرة
    Bannister'ın hayatını istiyorlarsa... adi herif onlara karşı savaşmaya değmez. Open Subtitles أتعرف إذا أرادوا حياة بانيستر ذلك الوغد لا يستحقّ المحاربة من أجله
    Kravatını bağlayıp koşa koşa buraya gelmene kesinlikle değmez. Open Subtitles من التجّار الصغار بالتأكيد لا يستحقّ الأمر تجشّمكالتعب,
    - Ve bunu hak etmiyor. Hiçbir şeyi yanlış yapmadı. Open Subtitles وإنّه لا يستحقّ ذلك، فلمْ يقترف أيّ شيءٍ خاطئ.
    Sırf Julio beni aldattı ve hayatımın içine etti diye mutlu olmayı hak etmiyor değil ya. Open Subtitles فقط لأن جوليو خانني ودمر حياتي بالكامل لا يعني بأنّه لا يستحقّ أن يكون سعيد
    Bu olanlara rağmen hakikaten de ölmeye değmezmiş dedim kendi kendime. Open Subtitles لكن، أدركتُ، بأنّ هذا مازال لا يستحقّ الموت.
    Pratik olarak konuşursak, bu kılıç için öldürmeye değmez. Open Subtitles من الناحية العملية، هذا السيف لا يستحقّ القتل لأجله.
    Çok tehlikeli.Ne kadar karlı olduğu... yada ne kadar kazanacağımıız önemli değil, sonuçlarına değmez. Open Subtitles إنّه خطير مهما كان ثميناً أو مهما جلب لك مِنْ أموال الأمر لا يستحقّ العواقب
    Öğrendiğim bir şey bazen nedenini öğrenme riskini almaya değmez. Open Subtitles لقد أدركتُ شيئاً... الأمر لا يستحقّ المُخاطرة دوماً لمعرفة السبب.
    Milyon dolar bile olsa umurumda değil, ölmeye değmez. Open Subtitles لا يهمني لو كان مليون دولار. فهذا لا يستحقّ الموت من أجله.
    Seni buraya kim koyduysa bunlara değmez. Open Subtitles أياً كان من دفعك لذلك، فالأمر لا يستحقّ
    Aptalca bir şey yapma. Buna değmez. Open Subtitles لا تفعلي شيئا غبيّ الأمر لا يستحقّ ذلك
    Hayatını riske atmana izin vermeyeceğiz. Buna değmez yani. Open Subtitles لن نتركك تخاطر بسلامتك الأمر لا يستحقّ
    Sana her ne teklif ediyorlarsa buna değmez. Open Subtitles مهما كان عرضهما عليك فهو لا يستحقّ
    Aptalca bir şey yapma. Buna değmez. Open Subtitles لا تفعلي شيئا غبيّ الأمر لا يستحقّ ذلك
    Bu konuda Nikki'ye katılıyorum. Bunu adam hücrede olmayı hak etmiyor. Open Subtitles إنّي أوافق (نيكي) في قولها، هذا الرجل ربّما لا يستحقّ زنزانة.
    Bu konuda Nikki'ye katılıyorum. Bunu adam hücrede olmayı hak etmiyor. Open Subtitles إنّي أوافق (نيكي) في قولها، هذا الرجل ربّما لا يستحقّ زنزانة.
    Ömür boyu Lambada kaldıktan sonra, şunu öğrendim kimse başka bir adamın esaretini hak etmiyor. Open Subtitles بعد تمضية عمر في قارورة أصبحتُ متيقّناً مِن التالي... لا يستحقّ أحدٌ أنْ يكون أسيرَ أحد
    Esrarlı havayı falan hak etmiyor. Adam bildiğin katil. Open Subtitles إنّه لا يستحقّ الغموض، إنّه قاتل.
    Bunu kimse hak etmiyor. Open Subtitles لا يستحقّ أحد ذلك
    Wraith'ler onları düşünmemizi hak etmiyor olabilirler ama John'un da dediği gibi, bunu onlar için yapmıyoruz. Open Subtitles قد لا يستحقّ (الرايث) اهتمامنا، لكننا لا نفعل هذا لأجلهم كما قال (جون).
    - Hiç de değmezmiş. Open Subtitles -هذا لا يستحقّ . -إنّه صغيرٌ جدّاً .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more