"لا يسهل" - Translation from Arabic to Turkish

• kolay değil
• kolay kolay
• kolay olmuyor
• kolaylaştırmıyor

Burada olmak benim için kolay değil.
لا يسهل عليّ التواجد هنا إذ أنّ عزيزين عليّ طلبوا منّي ألّا أفعل

Gençken ışığın ne olduğunu bilmek her zaman kolay değil.
عندما تكون يافعاً لا يسهل عليك معرفة مكان النور

Babanı çok az tanıyorum ama bu sabah Charlie'ye yaptığı şey onu yapmak kolay değil.
بالكاد أعرف والدك لكن ما فعله لتشارلي هذا الصباح أمر لا يسهل فعله

Sendeki bu şey öyle kolay kolay çıkmaz.
ذلك الشيء الذي يقوم لك بالعمل لا يسهل التخلّص منه.

İnsan birçok şeyi aynı anda düşünmek zorunda kaldığında, her birini teker teker düşünmesi kolay olmuyor.
حين يتحتم على الرجل التفكير في العديد من الناس لا يسهل التفكير في رجل واحد

Senin hamile kalamadığını sandığın için benden nefret ettiğini bilmek işimi kolaylaştırmıyor.
و لا يسهل عليَّ أن أخشى أن تكرهيني لأنكِ تظنين أنه لا يمكنك الإنجاب

-Bankaya gitmesi kolay değil...
لا يسهل عليه الوصول إلى المصرف

Birine ismini Google'da arattığını söylemek hiç kolay değil.
لا يسهل إخبار شخص بأنك تبحث عن اسمه

Bunu söylemek benim için kolay değil.
لا يسهل عليّ قول هذا

Cadıları alt etmek o kadar da kolay değil. Aramıza daha yeni döndün Stefan.
السحرة لا يسهل قتلهم، وقد استعدناك توًّا يا (ستيفان).

Yeşil olmak o kadar da kolay değil.
لا يسهل ان تكوني خضراء.

Bunu söylemek benim için de kolay değil.
لا، لا يسهل عليّ قول هذا

Louis de beğenmişti. Giymesi pek kolay değil.
،لويس) أيضًا أعجبه) لا يسهل ارتداءه

Gölge Avcısı yaratmak kolay değil.
لا يسهل خلق الـ"شادو هانتير".

İkimiz de yerinin kolay kolay doldurulamayacağını biliyoruz.
كلانا يعلم أنّه لا يسهل استبدالكِ

Zincirlerim kolay kolay kırılmaz.
سلاسلي لا يسهل كسرها.

Benim güvenlik iznimdeki kişilerden kurtulması o kadar kolay olmuyor.
أناس في مستوايا الأمنيّ لا يسهل التخلّص منهم.

Hiç kolay olmuyor.
لا يسهل الوضع أبدا

Bak bu, ikimizin durumunu kolaylaştırmıyor.
أنظر, ذلك لا يسهل الأمور بيني وبينك

Ve bu kalın kafalı, bunu daha da kolaylaştırmıyor.
ورجل المعدات هذا لا يسهل الأمر