İnanılmaz. lt l gibi zaten onunla bir aşağılık kompleksi yok değil. | Open Subtitles | هذا لا يصدّق . ليس كأنني لا أملك عقدة نقص منه بالفعل |
Çok güzel değil mi? Ama oldukça da inanılmaz. | TED | إنّها جميلة، أليس كذلك؟ الأمر لا يصدّق. |
Vay canına! Tıpkı canlı insan gibi. İnanılmaz. | Open Subtitles | يا للروعة، يبدو حقيقياً جداً هذا لا يصدّق |
Tanrı aşkına, bu pire torbalarının fiyatına inanamıyorum. | Open Subtitles | لخواطر السماء، لا يصدّق السعر هذه fleabags. |
Ona bakamıyor bile, bu demektir ki onun söylediklerinin bir kelimesine inanmıyor. | Open Subtitles | إنّه حتّى لا ينظر إليها، ممّا يعني أنّه لا يصدّق كلمة تقولها. |
İnanılır gibi değil! Çok uygun görünüyor. | Open Subtitles | هذا لا يصدّق أظن بأنّ هذا يبدو أمراً طبيعياً جداً |
Bazı şeyler hayal edemeyeceğin kadar inanılmaz olabilir. | Open Subtitles | شئ لا يصدّق أكثر من أي شئ مما يمكنك تخيّله |
Ve inanılmaz bir şekilde, bu bağışlar bu yönetim tarafından talep edilmedi. | Open Subtitles | وبشكل لا يصدّق تلك الأموال لم تقم هذه الإدارة بجمعها |
Ve de inanılmaz şekilde güçlü. İki metre ve 135 kilo. | Open Subtitles | وقويّة بشكل لا يصدّق حوالي 6.8 متر و 300 باوند |
İçki yasağı zamanında burasını kesin geçit... olarak kullanmışlardır. Bu inanılmaz, değil mi ? | Open Subtitles | ربّما تستخدم هذه الأنفاق للتحرّك خلال الحظر إنه أمر لا يصدّق ، أليس كذلك؟ |
İnanılmaz bir matematik dahisi idi. | Open Subtitles | كان عبقريٌّ بالعمليّات الرياضيّة بشكل لا يصدّق |
Bu adam inanılmaz biri. | Open Subtitles | كان هذا الرجل لا يصدّق أصبح مليارديراً بفعل ما يفعله دائماً بالضبط |
İnanılmaz.Özgür olsan yine bunları yaparsın yani. | Open Subtitles | لا يصدّق. لديكَ تصريح بالحرّيّةِ وما زلتَ سيّئَ الطّباعِ عويل؟ |
Sonra ona ulaştılar. Sitelerine girmek inanılmaz kolaydı. | Open Subtitles | و بعدها حصلنا عليه , لقد كانَ أمراً لا يصدّق سهولةَ الدخولِ إلى شبكتهم. |
İnanılmaz, prensiplerin olduğu zamanları hatırlıyor musun? | Open Subtitles | شيء لا يصدّق أتذكرين حينما كان لديكي مبادئ ؟ |
"İnanılmaz bir satış temsilcisisin." "Olmaz, benim için o sayfa kapandı". derim. | Open Subtitles | "انت بائع لا يصدّق" "وأقول "لا هذا الجزء من حياتي قد انتهى |
Ama onlardan biri, en büyüklerinden biri, kendini inanılmaz şekilde hayatının çoğunda üretmeye adamış olman. | Open Subtitles | ولكن أحد هذه الأسباب، ومن أهم هذه الأسباب، أنك كنتَ على الدوام ملتزماً بشكل لا يصدّق بأن تفعل الأفضل في حياتك. |
- Asıl kadınlar inanılmaz. - Sahi mi? | Open Subtitles | ــ النساء أيضاً أمرهن لا يصدّق ــ حقّاً ؟ |
Bana kalırsa bu hayvanlardan birinin leopar olması inanılmaz. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذا لا يصدّق أن أحد هذه الحيوانات هو الفهد |
Böyle güzel bir günde, bu kadar kötü şeyin olmasına inanamıyorum. | Open Subtitles | l لا يصدّق لعنة سيئ كثيرا يستطيع الحدث على مثل هذا اليوم الجميل. |
Neden kimse seks yaptığıma inanmıyor? | Open Subtitles | لمَ لا يصدّق أيّ شخص أنني لم أقم بأيّ علاقة حميميّة أبداً؟ |
- Evet, inanılır gibi değil. | Open Subtitles | - ذلك لا يصدّق |