Sonsuza kadar sahne ışığına uzakta kalıp da bundan memnun olamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تكون راضياً بمجرّد الوقوف خارج الأضواء إلى الأبد |
Ama sırf hükümetin müşfik bir politika güdüyor diye düşmanlarından daha az fena olamazsın, değil mi? | Open Subtitles | لكن لا يمكنك أن تكون أقل شرا من اعدائك, ببساطة لأن سياسة حكومتك خيرة. أليس كذلك ؟ |
Bir cadıya mı, yoksa bir hanımefendiye mi bakıyorsun, bundan asla emin olamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تكون متأكداً أبداً إن كنت تنظر لساحرة شريرة أو سيدة طيبة |
Öğrenci olmadan profesör olamazsınız. | TED | لا يمكنك أن تكون أستاذاً دون أن تكون طالباً في يوماً من الأيام. |
Bütün hafta sonu boyunca meşgul olamazsın. | Open Subtitles | حسناً, لا يمكنك أن تكون مشغول في عطلة نهاية الأسبوع |
Her zaman orada olamazsın. Kendime bakmalıyım. | Open Subtitles | أنت لا يمكنك أن تكون دائماً موجود يجب أن أدافع عن نفسي |
Mevcut değilsen, berbat olamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تكون فظاً إن لم تكن متواجداً |
Tanrı aşkına, ciddi olamazsın. | Open Subtitles | لأجل الله، لا يمكنك أن تكون جدّياً في هذا |
İkisi de olamazsın! Şimdi, izninle. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تكون الإثنين معا والأن هلا عذرتني |
Cimri ya da şanslı olabilirsin ama uzun vadede ikisi birden olamazsın. | Open Subtitles | يمكنك أن تكون رخيصاً أو أن تكون محظوظاً ولكن لا يمكنك أن تكون كلاهما , ليس علي المدي البعيد |
Cimri ya da şanslı olabilirsin ama uzun vadede ikisi birden olamazsın. | Open Subtitles | يمكنك أن تكون رخيصاً أو أن تكون محظوظاً ولكن لا يمكنك أن تكون كلاهما , ليس علي المدي البعيد |
Tüm güçlerine rağmen, aynı anda, istediğin her yerde olamazsın. | Open Subtitles | حتى بكلّ قدراتك لا يمكنك أن تكون في كل مكان بنفس الوقت |
İnsanlar senin kurtarıcıları olmanı istiyor ama sen bu kadar saf olamazsın. | Open Subtitles | ،الناس يريدون رؤيتك كمنقذهم لكن لا يمكنك أن تكون ساذجاً هكذا |
6 yönümde olamazsın. O halde 12 yönündeyim. | Open Subtitles | قمت بمناورات المراوغه لا يمكنك أن تكون بإتجاه السادسه |
Tanrı'nın cennetine giden sevgi yolunda bile sen bir FBI ajanı olamazsın. | Open Subtitles | بحق السماوات لا يمكنك أن تكون من العملاء الفيدرالين |
Araştırma görevlisi olmadan danışman olamazsınız. | TED | لا يمكنك أن تكون مستشاراً دون أن تكون مساعد مستشار في يوماً من الأيام. |
Emin olamazsınız ve bu böyledir. | TED | ولن تعرف. لا يمكنك أن تكون متأكدًا، ولا بأس بذلك. |
-Analiz etmeden emin olamazsınız. | Open Subtitles | بدون الأنسجة، لا يمكنك أن تكون على يقين. أنا واثق. |
Bir şeyler hissettiğin birine karşı neden bu kadar iyi olamıyorsun? | Open Subtitles | ما بك؟ كيف لا يمكنك أن تكون بهذه الروعة مع من تكنّ لها المشاعر؟ |
Ben haklıydım, sen Doktor değilsin. Asla olmazsın. Sen sadece bir kopyasın. | Open Subtitles | لقد كنت محقة، لستَ الدكتور لا يمكنك أن تكون أبدا، أنت مجرد نسخة |
- Burada olmamalısın.Burada ne yapıyorsun? | Open Subtitles | أنت لا يمكنك أن تكون هنا . لماذا أنت هنا ؟ |
Bu çok saçma. İkisi bir arada olamaz mı sanki? | Open Subtitles | ذلك سخيف , كأنه لا يمكنك أن تكون الإثنين معاً ؟ |
Seninle Long Island'a geleceğim. - Yani, şu anda yalnız kalamazsın. | Open Subtitles | طيب، أنا ستعمل يخرج لونغ آيلاند معك، أعني، لا يمكنك أن تكون وحدها في الوقت الحالي. |
Bu samimi günde kendi kilisenizde olamayacağınız için çok üzüldüm. | Open Subtitles | كم هذا رائع حسن ، أنا متأسفة جداً أنه لا يمكنك أن تكون في كنيستك في هذا اليوم الديني |
Büyükler işleri yürütürken sen küçük iyi çocuk olmaya devam edemezsin. | Open Subtitles | اتعلم، لا يمكنك أن تكون الفتى الطيّب بينما الراشدون يديرون هذه الوكالة. |