"لا يمكننا أن نسمح" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin veremeyiz
        
    • müsaade edemeyiz
        
    Onun ya da herhangi bir şeyin aramıza girmesine izin veremeyiz. Open Subtitles لذا لا يمكننا أن نسمح له أو لأي شيء أن يفرقنا
    Kağıtları değiştirmiş olmalı! Bu şekilde kaçmasına izin veremeyiz. Open Subtitles لا بد وأنه بدلها لا يمكننا أن نسمح له بالنجاة بفعلته
    İş birliği istiyoruz. Ama arama izni olmadan başlamanıza izin veremeyiz. Open Subtitles نحن نرغب بالتعاون ولكن لا يمكننا أن نسمح لك بالبدء بدون مذكرة
    - Onunla birleşmesine izin veremeyiz. - Hayır hayır! Open Subtitles ـ لا يمكننا أن نسمح بحدوث هذا الاتحاد ـ لا، لا
    Kendisi uzaktayken, lordumuzun isminin bu şekilde lekelenmesine hiçbir şekilde müsaade edemeyiz. Open Subtitles مهما كانت الظروف لا يمكننا أن نسمح بوصمة عار فى حق ملكنا بينما هو غائب
    Bunu yapmasına izin veremeyiz. Kadınlarla çektirdiği resimlerine ne oldu? Open Subtitles لا يمكننا أن نسمح له بذلك ماذا عن صورته مع تلك الفتاة؟
    O yüzden Donanma Arama Ekibi olmadan Cebelitarık'a ulaşmasına izin veremeyiz. Open Subtitles لهذا لا يمكننا أن نسمح لها أن تصل إلى جبل طارق من دون تحميل فريق تفتيش بحري
    Aptal bir ev kadınının bize 67 bin için şantaj yapmasına izin veremeyiz. Ne yapmamı istiyorsun ki? Open Subtitles لا يمكننا أن نسمح لربة منزل غبية أن تبتزنا مقابل 67 ألف دولار
    Eminim anlıyorsunuzdur bunu onlara vermenize izin veremeyiz. Open Subtitles بالتأكيد أنت تتفهم أنه لا يمكننا أن نسمح لك بإعطاء ذلك لهم
    - Karanlık güçlerin kazanmasına izin veremeyiz. Open Subtitles لا يمكننا أن نسمح لأى قوة مُظلمة بأن تفوز
    Sporcuların hasta olduğunu bile bile yarışmalarına izin veremeyiz. Open Subtitles والآن , لا يمكننا أن نسمح لرياضيين مريضين بأن يتنافسوا
    Kimsenin gitmesine izin veremeyiz. Open Subtitles . لا يمكننا أن نسمح بذهابه . لا يمكننا ترك أي منهم يذهبون
    Köyde kalmana izin veremeyiz. Open Subtitles لا يمكننا أن نسمح لكَ بالبقاء في قريتنا.
    İnsanların, iki manyağın elini kolunu sallaya sallaya gezdiğini düşünmesine izin veremeyiz. Open Subtitles لا يمكننا أن نسمح للشعب بأن يسمع إشاعات عن وجود إثنان المجانين يسعون في الأرجاء.
    Kontrolü elde tutmalıyız! Kürekleri daha sert çekin! Gemimizin geride kalmasına izin veremeyiz. Open Subtitles يجب علينا أن نبقى مسيطرين، لا يمكننا أن نسمح لسفينتنا أن تتراجع، جذّفوا بقوّة
    Dinleyin onların bunu izlediğimizi öğrenmesine izin veremeyiz? Open Subtitles حسناً , اسمعوا لا يمكننا أن نسمح لهما بمعرفة بأننا شاهدنا هذا , حسناً ؟
    Dinle, sorumlusu her kimse, aramıza güvensizlik sokmasına izin veremeyiz. Open Subtitles اسمع، أياً كان المسئول لا يمكننا أن نسمح له بإثارة الشكوك بيننا
    Bu orkestranın sonlanmasına izin veremeyiz. Open Subtitles لا يمكننا أن نسمح لهذه الفرقة الموسيقية أن تموت
    Böyle şeylerin önümüzdeki uzun yılları mahvetmesine izin veremeyiz. Open Subtitles لا يمكننا أن نسمح لمثل هذه الأمور بأن تفسد بقية حياتنا الطويلة.
    İpleri böyle eline almasına müsaade edemeyiz. Open Subtitles لا يمكننا أن نسمح لها بالتحكم بالأمور هكذا
    Bugün buraya bunun her yerde olduğunu söylemeye geldim -- Meksika’da bugün gözümüzün tam önünde bu oluyor. ve buna daha fazla müsaade edemeyiz. TED لقد جأت اليوم لأخبركم , أن هذا يحدث في كل مكان . إنه يحدث أمامنا اليوم في المكسيك . و لا يمكننا أن نسمح له بالتقدم أكثر .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more