"لا يمكننا الوثوق" - Translation from Arabic to Turkish

• güvenemeyiz
• güven olmaz
• güvenemeyeceğimizi

İronik bir durum ama asıl mesele şu ki sana güvenemeyiz.
هذا مثير للسخرية، ولكن المقصد هو أنّه لا يمكننا الوثوق بك

- Ona güvenemeyiz. - Ben kimseye güvenmiyorum.
ـ لا يمكننا الوثوق بها ـ أنا لا أثق بأي شخص

İşte bu yüzden beklememeliydik. Onların sözlerine güvenemeyiz.
ما كان يجب أن نتريّث لا يمكننا الوثوق بكلامهم

O da bir Kızıl Şahin olabilir. İnsanlara güven olmaz.
من الممكن أن تكون منهم أيضاً لا يمكننا الوثوق بالبشر

O kimseye güvenemeyeceğimizi söylüyor.
يقول انه لا يمكننا الوثوق بأحد

Köprünün yakınına dahi gidemez.Ona güvenemeyiz.
لن يذهب لأي مكان قرب غرفة القيادة تلك مرة أخرى لا يمكننا الوثوق به

Evlerimiz izlenecek. Telefonlara güvenemeyiz.
منازلنا ستراقب لا يمكننا الوثوق بالهواتف

Kim olduklarını bulana kadar,kimseye güvenemeyiz.
ليس جميعهم لكن ريثما نكتشف من لا يمكننا الوثوق بأي شخص

Kimseye güvenemeyiz, Bu dışarda çalışmamızın sebebi. Başkana güvenilebilir.
لا يمكن الوثوق بها لا يمكننا الوثوق بأي أحد، ولذلك نعمل خارجياً

Hepsi değil. Ama kimler olduğunu öğrenene kadar, kimseye güvenemeyiz.
ليسوا جميعهم، لكن ريثما نعلم من، لا يمكننا الوثوق بأي أحد

Kameralardaki hiçbir şeye güvenemeyiz.
لا يمكننا الوثوق بأي شيء موجود على الكاميرا

- Katılıyorum. CIA'den kimseye güvenemeyiz. Hadi.
أوافقك الرأي، لا يمكننا الوثوق بأحد في الوكالة ، هيا بنا

Kimin yaptığını bulana kadar FBI'dan kimseye güvenemeyiz diyorum.
انا اقول , حتى نعرف من فعل ذلك لا يمكننا الوثوق فى اى شخص من الاف بى اى حتى

İhanet suçuyla mahkum edilmiş Baek San'ın sözlerine güvenemeyiz.
ولكن لا يمكننا الوثوق بكلمات بيك سان الذي أودع السجن بتهمة الخيانة

Buradaki kimseye güvenemeyiz. Bir Jedi'a bile.
لا يمكننا الوثوق فى اى شخص كان هنا , حتى جاداي

Bunu söylemek bana acı verse de tedavin için oğluma güvenemeyiz.
لهذا السبب , بالرغم من ألمي لقول ذلك لكننا لا يمكننا الوثوق بأبني بعلاجك

Nasıl çalıştıklarını biliyorum ve uçaktaki hiç kimseye güvenemeyiz artık, tamam mı?
الآن، لا يمكننا الوثوق بأيّ أحد على هذه الطائرة، إتفقنا؟

Ona, onlara güven olmaz.
إنه تاريخيّ هو، وهم لا يمكننا الوثوق بهم

Ona güven olmaz, biliyorsunuz değil mi?
أتعلم بأنه لا يمكننا الوثوق به أليس كذلك؟

Söylemeyi hiç istemezdim ama şişmanlara güven olmaz.
تعلمين، لا أحب قول هذا، حقاً لا أحب ذلك، ولكن... لا يمكننا الوثوق بهم.

dedim. (Kahkahalar) Psikologlar doğruyu söylerken beynimize güvenemeyeceğimizi gösterdi.
(ضحك) أظهر علماء النفس أنه لا يمكننا الوثوق بعقولنا لتمييز الواقع.