| Onlar istisna ve onayladığımı söyleyemem. | Open Subtitles | إنّهن الإستثناء, لا يمكنني أن أقول بأنّي أوافق هذا. |
| Evet, ama ne yapmak söyleyemem. Yani, ne kadar garip? | Open Subtitles | أجل ، لكن لا يمكنني أن أقول لك ما تفعلين أعني ، كم هذا غريب ؟ |
| Buradaki insanların onu pek sevdiğini söyleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أقول بأنه محبوب عند الناس هنا |
| Daha önce birine ateş ettiğimi söyleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أقول بأنه لم يسبق أن أطلقت النار على أحد من قبل |
| Tam anlamıyla dürüst olursak, Bir şey söyleyemem. Ama başka elle tutulur planımız yok. | Open Subtitles | بكل أمانة لا يمكنني أن أقول ولكن ليس هناك خطة للطوارئ |
| Nedenini söyleyemem ama olamazlar. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أقول لماذا، لكن لا يمكنهما ذلك. |
| Bulunduğumuz yer gizli, yerimizi bilmiyorsan söyleyemem. | Open Subtitles | أنت تعلم حيث نقف, هذا سري و إذا كنت لا تعلم, لا يمكنني أن أقول لك |
| Tamam mı değil mi diye söz veremem ve bunun nedenini de söyleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أقول لك ماذا لو استطيع أو لا وبالتأكيد لا يمكنني أن أقول لك لماذا |
| Ön lobda iskemik hasar ile uyumlu olabilir bu ama hafıza kaybını açıkladığını söyleyemem. | Open Subtitles | ربما كان هذا بسبب الضرر الإقفاري في منطقة الفص الصدغي الجبهي. لكن لا يمكنني أن أقول أن هذا يُفسر فقدان الذاكرة. |
| Senin yaptıklarını yapmayacağımı gönül rahatlığıyla söyleyemem açıkçası. | Open Subtitles | بصراحة لا يمكنني أن أقول: إنني ما كنت سأفعل ما فعلته أنت |
| diye sordum, Dedi ki, "Üzgünüm, söyleyemem." | TED | فأجاب قائلا: "آسف، لا يمكنني أن أقول لك ذلك." |
| Nedenini söyleyemem o yüzden lütfen sormayın ama Paul'un hatırına, ikimizin hatırına, onunla anlaşmaya çalıştım. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أقول لكم السبب و أرجوكم لا تسألوني و من أجل "بول" و من أجلنا كلينا حاولت أن أتوصل لإتفاق معه |
| Sanırım onu suçlamıyorum söyleyemem. | Open Subtitles | حسناً لا يمكنني أن أقول أنني ألومها |
| - Çocuğu suçladığımı söyleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أقول بأنني ألوم الولد |
| Şaşırdığımı söyleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أقول بأنني متفاجئ |
| Hoşuma gideceğini de söyleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أقول بأنني سأحب ذلك |
| Öyle gibi ama saldırgan için aynı şeyi söyleyemem. | Open Subtitles | - يبدو كذلك- لكن لا يمكنني أن أقول نفس الشيء عن المهاجمة |
| Şaşırdığımı söyleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أقول أنني صُدِمتُ؟ |
| söyleyemem. Sürpriz. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أقول لك إنها مفاجأة |
| Tamamen mutlu olduğumu söyleyemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أقول أنني سعيد بالكلية |