"لا يمكنني الجلوس" - Translation from Arabic to Turkish

    • oturamam
        
    • edemiyorum
        
    • bekleyemem
        
    • oturamıyorum
        
    • Burada oturup
        
    Bazı cevaplar lazım.Burada oturamam böyle. Open Subtitles أريد بعض الإجابات، لا يمكنني الجلوس هنا فحسب
    Burada böyle oturamam. Dışarıda olup bir şeyler yapmalıyım. Open Subtitles لا يمكنني الجلوس هكذا، يجدر بي أن أكون بالخارج لفعل شيء ما
    Burada daha fazla oturamam. Saatler oldu, ve o aramadı. Open Subtitles لا يمكنني الجلوس والانتظار أطول من ذلك لقد مضت ساعات ولم تتصل بعد
    - Onları alıyorum çünkü dandikleri ayırt edemiyorum. Open Subtitles -أنا آخذهم لأن لا يمكنني الجلوس منتظراً حدوث شئ
    Delinin teki Kuzey Hava Tapınağı'na doğru yol alırken Burada oturup bekleyemem. Open Subtitles لا يمكنني الجلوس هنا والرجل المجنون في طريقه إلى معبد الهواء الشمالي
    Kızım ise, tuttu serseri piçin biriyle evlendi, beni sorarsan, götümde öyle bir isilik çıktı ki, üstüne bile oturamıyorum... Open Subtitles إنـّها دوماً تسبب لي المشاكل بنتي متزوّجة من حقير فاشل لديّ طفح فظيع على مؤخرتي لدرجة لا يمكنني الجلوس
    Burada böylece oturamam. Kızım dışarıda bir yerlerde. Open Subtitles لا يمكنني الجلوس هنا فقط ابنتي بالخارج هناك بمكان ما
    Bu acil çıkış kapısının yanında oturamam ben. Open Subtitles لا يمكنني الجلوس هنا بجانب باب الطوارئ
    Yani, burada böylece oturamam. Open Subtitles أعني لا يمكنني الجلوس هنا وحسب
    Buraya oturamam. Kapıdan cereyan yapar. Open Subtitles لا يمكنني الجلوس هنا يوجد تيار
    Ellerim kollarım bağlı oturamam. Open Subtitles فقط لا يمكنني الجلوس على تلك الشاكلة
    Tüm gün buralarda oturamam. Open Subtitles لا يمكنني الجلوس هنا طوال النهار
    Dostlar için ayrılan bir sandalyede artık oturamam ve yüzüne karşı yalan söyleyemem. Open Subtitles لا يمكنني الجلوس بكرسيّ محجوز للأصدقاء... وأكذب بوجهك بعد الآن
    Burada boş boş oturamam. Open Subtitles لا يمكنني... لا يمكنني الجلوس هنا دون فعل شيء.
    Yani endişelenmeyi bırak. Burada öylece oturamam. Ben de peşinden gidiyorum. Open Subtitles لا يمكنني الجلوس ببساطة هنا سألحق بها
    Artık evde oturup seni bekleyemem. Open Subtitles لا يمكنني الجلوس في المنزل وأنتظارك بعد الآن.
    Kızıma gelince gidip tam bir serseriyle evlendi ve ve kıçımda öyle korkunç bir acı var ki üstüne bile oturamıyorum ama beni tanırsın, şikâyet de edemem." Open Subtitles بنتي متزوّجة من حقير فاشل لديّ طفح فظيع على مؤخرتي لدرجة لا يمكنني الجلوس ولكنـّك تعرفني، لا أتذمـّر
    Burada oturup her kullanıcının talepleri ile ilgilenemem ben. Open Subtitles لا يمكنني الجلوس هنا لأقلق بشأن كل مستخدم يطلب الدخول إلى النظام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more