O kadar da kötü biri olamaz. Hiç kimse değildir. | Open Subtitles | لا يمكن ان تكون سيئه بالكامل لا يوجد احد هكذا |
Bu olamaz. Fakir bir adamın parasını son kuruşuna kadar almak... | Open Subtitles | هذا لا يمكن ان تأخذ حتى اخر قرش من رجل فقير |
Yo.Ben bir dedektif olamam. Ben asla bir dedektif olamam. Dedektifler yalnız olurlar. | Open Subtitles | لا لا لا يمكن ان اكون تحري لا يمكن ابدا ان اكون تحري |
Bazılarınızın yürüdüğü bu tehlikeli yolun altında bir anlık dikkatsizlikle içine düşüp bir daha asla bulunamayacağınız uçurumlar var. | TED | لها ممرات هشة جدا فوقها ممكن ان تنهار بسرعة جدا و تأخذك انت و زلاجتك الى الهاوية حيث لا يمكن ان ترى بعدها ابدا |
Kimse arkada bırakılmayacak ve ben söyleyene kadar hiçbir yere gitmiyoruz. | Open Subtitles | لا يمكن ان نترك احدا ورائنا ولن نتحرك حتى اقول هذا |
Belki başka bilinmeyen etkenler de olabilir. hiçbir şeyden emin olamayız. | Open Subtitles | ومن الممكن وجود عوامل اخرى مضاده لا يمكن ان نكون متأكدين من كل شىء |
bu delilik kim benim öğretmemi ister ki ben zaten çılgın fikirliyim bi de iyi yanından bak o kurbağa suratlıdan daha kötü olamazsın | Open Subtitles | هذا جنون , من يريدنى ان ادرّس اى شئ؟ انا هراء , هل تذكر؟ على اى حال , لا يمكن ان تكون اسوأ منها |
Hiç kimseyi aç bırakıp ölüme terk edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكن ان نترك رجلا مثل هذا يتضور حتى الموت |
- Kesinlikle, ve eğer bir şansımız varsa, o burada olamaz. | Open Subtitles | بالضبط ولو كان لدينا اي فرصة لا يمكن ان تكون هنا |
Sam ve Kunal zaten başkası için seçilmiş olamaz, teyzeciğim. | Open Subtitles | سام وكونال لا يمكن ان يحجزا لي ابدا يا عمتي |
Sizin gibi güzel bir bayan burada yalnız oturuyor olamaz. | Open Subtitles | فتاه جميلة مثلك لا يمكن ان تكون جالسة هنا وحيدة. |
Doğru olması gereken bir başka şey: bu sürü gerçekten maddeci olamaz. | TED | وهناك امرٌ آخر .. يجب ان يكون موجوداً .. ان تلك الفرقة لا يمكن ان تكون مادية |
Kadınlar artık hem nüfusun yarısı hem de özel ilgi grubu olamaz. | TED | فالنساء لا يمكن ان تبقى الان مصنفة ضمن نصف سكان المعمورة و مجموعة الاستثمارات الخاصة المحدودة |
O yapmış olamaz. Bir saat önce yattı. | Open Subtitles | لا يمكن ان تكون هى, لأنها فى فراشها منذ ساعة |
Diane, sen asla, cins biri olamazsın. | Open Subtitles | ديان, ولو بعد مليون عام لا يمكن ان تكوني سطحية. |
- Ne? Söz möz veremezsin. asla. | Open Subtitles | أنت لا يمكن ان تتعهد بشئ مطلقاً بعد الآن |
Gelecek hakkında asla bir şey söyleyemeyeceğiniz bir şey. | Open Subtitles | حسناً، المستقبل.. ..هذا شيء لا يمكن ان تقوله |
çünkü gerçekten, bunlar gördüğümüz hiçbir şeyi ve tanıdığımız hiç kimseyi ve olduğumuz hiçbir şeyi betimlemiyor. | TED | لأن في الواقع تصف شيء لا يمكن ان نراه و ليس شخص نعرفه او شيء نمثله. |
Aynı anda iki yerde olamam, değil mi? | Open Subtitles | عموما انا لا يمكن ان اكون فى مكانين فى نفس الوقت |
Caitlin ve ben birlikte olamayız. Bu imkansız. | Open Subtitles | انا وكيتلن لا يمكن ان نصبح سويه هذا مستحيل |
- Korkunç bir tartışma yaşandı ve... - Onu öldürmüş olamazsın. Sana inanmıyorum. | Open Subtitles | كان شجارا رهيبا لا يمكن ان تكوني قتلته انا لا اصدقك |
Resimlerle olmaz Stu. Korkuyu tahmin edemezsin, o kokuyu. | Open Subtitles | الصور لايمكنها أن تعبر لك لا يمكن ان تتخيل الخوف والروائح الكريهه |
Sadece on beş yıl sonra, her şeyi unutmasına izin veremem. | Open Subtitles | لا يمكن ان أسمح له بالنسيان بعد دستة من السنين فحسب |
Dev gibi bir insanın sıradan bir yaşamı olamazdı. | Open Subtitles | في النهاية ، رجل عملاق لا يمكن ان تكون له حياة عادية الحجم |
İspanyol askerleri. Barutu ne olursa olsun almalarına izin veremeyiz. Çüşşş! | Open Subtitles | لا يمكن ان يٌسمح لهم يأخذ البارود اتحتاج الى المساعد بهاذا |
"Bu kadar da savunmasız olamazlar." diye düşündüğümü hatırlıyorum. | TED | أنا أتذكر عندما كنت أفكر أنه لا يمكن ان يكون بذلك الخطر. |
Serebral korteksle beyinsapı arasındaki etkileşim olmasaydı şuurlu bir zihine sahip olamazdınız. | TED | لا يمكن ان يكون لك عقل واعي ان لم يكن لديك التفاعل ما بين قشرة الدماغ وجذع الدماغ. |