Çok özür dilerim. Burada olmamalıydım. Zamanınızı aldığım için çok özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف, لا ينبغي أن أكون هُنا أنا آسف أهدرتُ وقتكما |
Burada olmamalıydım. | Open Subtitles | أنا لا ينبغي أن أكون هنا. |
Burada olmamalıydım. | Open Subtitles | لا ينبغي أن أكون هنا. |
Onu bilgilendiren ben olmamalıyım. Seni istiyor. | Open Subtitles | لا ينبغي أن أكون مخبرتها، إنها تريدك أنتِ |
Hayır, hayır. Burada olmamalıyım. Kimse beni istemiyor. | Open Subtitles | كلا، لا ينبغي أن أكون هنا لا أحد يريدني هنا. |
Fakat mutlu olmak zorunda değilim. | Open Subtitles | لا ينبغي أن أكون سعيدا بالأمور هكذا |
Bak, burada olmamalıydım. | Open Subtitles | انظر، لا ينبغي أن أكون هنا. |
olmamalıydım. | Open Subtitles | لا ينبغي أن أكون كذلك |
Benim evli kalmaktaki acizliğime göre belkide sana ilişki tavsiyesi veren ben olmamalıyım. | Open Subtitles | لذلك، بناءا على عدم قدرتي على الاستمرار بزواجي ربما لا ينبغي أن أكون الشخص الذي يعطيك نصائح عن العلاقات |
- Seninle arkadaş olmamalıyım. | Open Subtitles | و أنا لا ينبغي أن أكون صديقاً لك. |
Burada olmamalıyım. | Open Subtitles | لا ينبغي أن أكون في الداخل هنا. |
- Burada bile olmamalıyım, Kit. - Kevin, yardımın gerek. | Open Subtitles | " لا ينبغي أن أكون هنا أساساً " كيت - كيفين " أحتاج مساعدتك " - |
- Senin gibi birine nazik olmak zorunda değilim. | Open Subtitles | أنا لا ينبغي أن أكون مهذبة مع شخص مثلك |