Ama eğitim kültüründe baskın olmamalı. | TED | ولكن لا ينبغي أن تكون الثقافة المهيمنة على التعليم. |
Şimdi düşününce, hastaların gerçek anlamda sağlıklı olabilmeleri için tasarlanmış bir doktor randevusu oluşturmak çok da zor olmamalı. | TED | الآن لا ينبغي أن تكون معقداً للغاية لوصف ما يحتاجه الناس ليكونوا أصحاء. |
Ancak bu eve götüreceğimiz gerçek olmak zorunda değil. | Open Subtitles | بيدَ أنّها لا ينبغي أن تكون الحقيقة التي سنقولها في البلاد. |
Tabii icat olmak zorunda değil. | Open Subtitles | أتعلم، لا ينبغي أن تكون الفكرة اختراعاً |
- Tamam. Ama şu an burada olmamalısın tamam mı? | Open Subtitles | لكن لا ينبغي أن تكون متواجداً هنا الآن حسناً |
Burada olmamalısın. Burada olmamalısın. | Open Subtitles | لا ينبغي أن تكون هنا لا ينبغي أن تكون هنا |
Orda olmamalıydın, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | كنت أعرف أنه لا ينبغي أن تكون هناك ، صح؟ |
Senin şu Craig'in büyük tekne işi için yolda olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | لا ينبغي أن تكون في طريقك إلى كريغ، كبيرة، اه، وظيفة القارب؟ |
Demokrasi bir izleyici sporu olmamalı. | TED | لا ينبغي أن تكون الديمقراطية مباراة للمشاهدة. |
Mesele şu ki toplumda nadir veya seçkin olan şeyler olmamalı demeye çalışmıyorum. | TED | مربط الفرس هو، أنني لا أريد القول بأنه لا ينبغي أن تكون هناك أشياء نادرة في المجتمع أو أشياء يتم اختيارها. |
Bu saatte burada olmamalı. Neden Thomas görev başında değil? | Open Subtitles | لا ينبغي أن تكون هنا في هذه الساعة لِمَ لم يقم توماس بواجبه؟ |
Senin gibi güzel bir yaratık sokaklarda olmamalı. | Open Subtitles | عينة جميلة مثلك لا ينبغي أن تكون في الشوارع |
Ama öyle olmak zorunda değil. | Open Subtitles | أجل، ولكن لا ينبغي أن تكون هكذا |
Görüyorsun ya burada oynadığımız casusluk oyunu tek taraflı olmak zorunda değil. | Open Subtitles | أترين... لعبة الجوسسة التي نلعبها هنا لا ينبغي أن تكون من جانب واحد |
Bu şekilde olmak zorunda değil. | Open Subtitles | -و لكن لا ينبغي أن تكون بهذه الطريقة. |
Evet ama benim seçimlerim senin de seçimlerin olmak zorunda değil, Watson. | Open Subtitles | أجل، لكن اختياراتي لا ينبغي (أن تكون اختياراتك (واتسون |
Burada olmamalısın sen. Köylü bunlar. | Open Subtitles | لا ينبغي أن تكون هنا، أولئك الناس لفلاحين |
Burada gerçekten olmamalısın. | Open Subtitles | انت تعرف أنت حقا لا ينبغي أن تكون هنا |
Orada olmamalıydın. | Open Subtitles | لا ينبغي أن تكون هنا. |
Burada olmamalıydın. | Open Subtitles | لا ينبغي أن تكون هُنا. |
Atış taliminde olman gerekmiyor mu senin? | Open Subtitles | أ لا ينبغي أن تكون في التدريب على التصويب ؟ |
Mutfakta Danny Brecher'la dans ediyor olman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | لا ينبغي أن تكون في المطبخ مع داني Brecher؟ |