Kaçmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا يهرب. |
Ben Kaçmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا يهرب. |
Kapıyı kitledim. O aptal hayalet bir yere kaçamaz. | Open Subtitles | لقد قفلتُ الباب حتى لا يهرب هذا الشبح |
İnsanlar hiçbir şeyden kaçamaz. | Open Subtitles | لا يهرب الناس قط من أى شيء |
Kaçmıyor, kadının peşinden gidiyor. | Open Subtitles | أنه لا يهرب , أنه يذهب خلف هذه المرأه لماذا؟ |
Kaçmıyor, muhtemele bir başkası kurtarmaya gidiyor. | Open Subtitles | إنه لا يهرب, ربّما يذهب إلى إنقاذ شخص ما آخر . |
Teslim olmanı asla kabul edemem. Gerçek bir savaşçı savaştan kaçmaz. | Open Subtitles | لن نستسلم ابدا فالمحارب الحقيقي لا يهرب من المعركة |
Kent ve Lefferts'i kimse kaçmasın diye arkaya gönderdim. | Open Subtitles | أرسلت كينت و ليفيرتس ليفطوا الخلف حتى لا يهرب أحد |
- Kaçmıyorum. | Open Subtitles | - أنا لا يهرب. |
Hiçbir av kaçamaz. | Open Subtitles | ...لا يهرب منهم فريسه |
- Kaçmıyor. - Yalan söyledin Nelly. | Open Subtitles | إنه لا يهرب هذه أكذوبة نيللي ,أكذوبة |
Kaçmıyor, uzaklaşmıyor. Dışarıda bir yerde. Bulun herifi. | Open Subtitles | هو لا يهرب ولا يبتعد كثيراً, جِدوه فحسب |
Hayır, yakınlarda. Kaçmıyor. | Open Subtitles | لا , هو في مكان قريب , إنّه لا يهرب |
İyi adamlar kaçmaz. | Open Subtitles | الرجل الصالح لا يهرب إن رأيتية أوساعدتية |
Üzerine kusulduğunda kim diğer yöne kaçmaz ki? | TED | من منا لا يهرب عندما أحدهم يتقيأ عليه؟ |
Etmezse de DNA sonuçlarını beklerken kaçmasın diye elimizde tutacağız. | Open Subtitles | ان لم يفعل سنحتجزه لكي لا يهرب من البلدة و نحن ننتظر نتيجة فحص الحامض النووي |
Lütfen, annenin kaçmasın diye onun bacaklarını kırmadığını söyle. | Open Subtitles | رجاء أخبري أمكش لا تكسر ساقيه حتى لا يهرب منها |