"لا يوجد بها" - Translation from Arabic to Turkish

    • yok
        
    • yoktur
        
    Ama bu araba otomatik. Hiç vitesi yok. Open Subtitles . لكن هذه السيارة أوتوماتيكية لا يوجد بها نواقل
    Morgun kendi girişi yok, tüm ölüler acilden geçiyor. Open Subtitles حسنا هذة المشرحة لا يوجد بها منحدر خاص بها لذلك تأتي كل الحالات عبر مدخل الطواريء
    Yasak ambara girmemiz yasak, çünkü içinde uzay gemisi falan yok! Open Subtitles إن سبب منعنا من الدخول للحظيرةالمحرمة، لأنه لا يوجد بها أي مركبات فضائية للسفر عبر المجرات
    Barda kimse yok. Niye gelmediniz? Open Subtitles ،حانتي لا يوجد بها أحد ما سبب عدم مجيئكم إلى هُناك ؟
    Herhalde hava yastıkları da yoktur değil mi? Open Subtitles و أراهن أنه لا يوجد بها أكياس هوائية أيضاً, صحيح؟
    Aşktan daha zor bulunur, çünkü içinde kimseye hitap eden bir şey yoktur. Open Subtitles .انها أندر بكثير من الحب لأنه لا يوجد بها شئ لأي أحد
    Neden? Zaten içinde şeker yok ki. Selam, Jim. Open Subtitles ماذا لا يوجد بها سكر. اهلا جيم كوب قهوة ?
    Diğer çoğu firmanın oyun alanları yok. Open Subtitles والمطاعم الأخرى لا يوجد بها هذا لذا تضطر لأحذ أطفالك هناك
    Aslında içinde hiç hava yok. Makineler için tasarlandılar, yaşam formları için değil. Open Subtitles لا يوجد بها هواء على الإطلاق، لقد صُممت للآلات وليس للأحياء
    Biz de bu kanıtlardan bulacağız çünkü bu olayda hiç adli kanıt yok. Open Subtitles التي سوف نكتشفها بأنفسنا، لأن هذه القضية عملياً لا يوجد بها أدلة.
    Cep telefonu kullanılmıyor, yurtlarda internet yok... Open Subtitles لا يوجد بها هواتف محمولة، ولا يوجد أنترنت في العنابر
    Yani o kadar fazla kalori yok içerisinde. Open Subtitles إذن لا يوجد بها الكثير من السعرات الحرارية
    Tüm bu korkunç vampir filmlerinde, neden hiç şişman vampir yok merak etmiyor musun? Open Subtitles أنا دائماً أتساءل, لماذا جميع أفلام الرعب لا يوجد بها مصاص دماء سمين
    Ama iki düzine gülün "Yolumun kesiştiği ilk eski sevgilime koşmayacağım" diyecek hâli yok, değil mi? Open Subtitles لكن لا يوجد بها عشر باقات ورود تقول : انا لن أهرع مجدداً
    Gördüğünüz gibi bütün tablolarda manzara resimleri var... - ...başka ama hiçbir şey yok. Open Subtitles كما ترى، كل تلكَ اللوحات مجرد مناظر طبيعية لا يوجد بها أشكال غريبة من أي نوع
    Kamera sistemi yok, para odaklı kültür. Open Subtitles لا يوجد بها نظام مراقبه كل شئ يمكن الحصول عليه بالمال الكافي
    Koridordaki ışıkları kesmişler ve kameraların kızılötesi yok. Open Subtitles قطعوا الأضواء في الردهة والكاميرات لا يوجد بها تصوير بالأشعة التحت حمراء
    Park alanında hiç güvenlik kamerası yok her şey göz önüne alınınca, cinayetten yırtmak için kötü bir yer değil. Open Subtitles ساحة الانتظار لا يوجد بها أى كاميرات مراقبة لذا,باعتبار كل هذا,ليس مكان سيئ للقيام بجريمة قتل والهرب منها
    Yani, babamın buzdolabının içinde hardal dışında bir şey yoktur. Open Subtitles أقصد ، أن أبي يملك ثلاجة لا يوجد بها أي شيء ...لكن الخردل فيها
    Ama sizin de gördüğünüz gibi, Zefirus gülünün dikeni yoktur. Open Subtitles لكن كما تلاحظين ...زهرة الزعفران لا يوجد بها أشواك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more