"لا يَعْني" - Translation from Arabic to Turkish

• anlamına gelmez
• anlamı yok
• demek değil
• demek değildir
• anlamına gelmiyor
• göstermez

Sadece sen polissin, ben mahkumum diye işbirliği yapamayacağımız anlamına gelmez.
فقط لأنك شرطي وأَنا مخادع لا يَعْني بأنّنا لا نَستطيعُ التَعَاوُن.

Bu onları meze yapacağız anlamına gelmez.
هذا لا يَعْني بأنّنا نَخْدمُهم وهم علي مائدة الطلبات.

Çünkü gerçek olmadıkça bir anlamı yok.
لأنه لا يَعْني أيّ شئَ مالم يكن حقيقيُاً

Ben olsam bu tür almazdım ama bu, onlarda bir sorun var demek değil.
أنا لا أَشتري هذا النوعِ. لكن الذي لا يَعْني هناك أيّ شئ خاطئ مَعهم.

Bu demek değildir ki, seni seven birinin önünde kendini asla bir yabancıya vermeyeceksin.
لا يَعْني بأنّك لَنْ تَعطي نفسك إلى غريب أمام الذي يَحبُّك

Ama buraya elveda demen bundan sonra arkadaşlarını hiç göremeyeceksin anlamına gelmiyor.
قَول وداعاً لهذا المكانِ لا يَعْني بأنّك لا تَستطيعُ الرُؤية رفاقكَ بقدر أبداً.

Bu evimin yanından geçmeyeceğim anlamına gelmez.
ذلك لا يَعْني أنه لا أَستطيعُ المُرور للبيت

Kimse yaşlanmayı sevmez. Ama bu eğlenemeyeceğin anlamına gelmez.
لا أحد يَحْبُّ تَقَدُّم في السنَّ، لَكنَّه لا يَعْني بأنّك لا تَستطيعُ التَمَتُّع بنفسك.

Sevgi dolu espriler yapmam seni kıskandığım anlamına gelmez.
أي سُخْرِية مِنْ حنونة إلى حدٍّ ما لا يَعْني أَنا غيورُ.

Göremiyor olman, var olmadığı anlamına gelmez.
ليس لأنك لا تَستطيعُ رُؤيته، لا يَعْني بأنّه غير موجود.

Bir şeyi göremiyor olman onun var olmadığı anlamına gelmez.
حتى إن لم تَستطيعُ رُؤية شيء ما، هذا لا يَعْني بأنّه لَيسَ هناك.

Seks istememesi, sana ihanet ettiği anlamına gelmez.
فقط لأن زوجتَكَ تَتفادى جنسَ لا يَعْني بأنّها غير مخلصةُ.

Hiçbir anlamı yok!
ذلك لا يَعْني شيئاً.

Bunun hiçbir anlamı yok.
هو لا يَعْني أيّ شئَ.

Hiçbir anlamı yok.
انه لا يَعْني أيّ شئَ

Bu demek değil ki beni hiç kızdırmıyorlar.
الذي لا يَعْني هم لا يُجنّنونَني.

Bu demek değil ki, zaman zaman içimden bir kucaktan diğerine atlayan biri mi olsaydım demiyorum.
هو لا يَعْني أنا لا أَتسائلُ أحياناً إذا... أنا يَجِبُ أَنْ أكُونَ فرخ راكبِ أمواج مَع سبعة أخلاءِ أغبياءِ.

Bu içeri gelemezsin demek değil ama.
ذلك لا يَعْني أنت لا تَستطيعُين الدخول.

Daphne bu evde yaşıyor diye 24 saat senin emrinde demek değildir.
فقط لأن حياةَ دافن هنا لا يَعْني بأنّها في كَ الجدول ويَتّصلُ 24 ساعة يومياً.

Senin tarzını uygulamıyorum diye yanlış yapıyorum demek değildir.
لا يَعْني أَرْفعُه الطريق الخاطئ، يَنْطحُ لذا خارج.

Ama bu, sana birini bulamayacağımız anlamına gelmiyor.
لكن ذلك لا يَعْني أننا لا نَستطيعُ إيجاد إمرأة لك.

Bilinen hiçbir askeri veya sivil silah yapımcısının böyle bir mermi üretmediğini bilmek bunun var olmadığını göstermez, 007.
الحقيقة بأنةّ لا توجد ذخيرةَ انتجت عسكريا أَو مدنيا، انتاج مثل هذه الرصاصةِ لا يَعْني بأنّها لا توجِدُ، 007.