Bekle, kovulmuş olamazsın, seni TV de gördük. | Open Subtitles | إنتظر ، لا يُمكن أن تكون مُفلس ، رأيناك على شاشة التلفزيون |
Hayır, orada olamazsın, Andy. | Open Subtitles | أندي، لا يُمكن أن تكون في هذه المقابلة |
Ama sonsuza kadar vekil kumandan olamazsın. | Open Subtitles | ولكن لا يُمكن أن تكون القائد للأبد. |
Çünkü bu günlerde çok dikkatli olamazsınız. | Open Subtitles | لأنّه لا يُمكن أن تكون حذراً جداً هذه الأيّام. |
Ciddi olamazsınız. | Open Subtitles | لا يُمكن أن تكون جاداً |
Bunun tesadüf olamayacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعرف أنّه لا يُمكن أن تكون مُصادفة. |
Daha çok, işlerin her zaman kötü olamayacağını söylemek gibi. | Open Subtitles | -أي أن الأمور لا يُمكن أن تكون سيئة دوماً . |
Ciddi olamazsın. | Open Subtitles | لا يُمكن أن تكون جاداً |
Sen, benim kocam olamazsın. | Open Subtitles | لا يُمكن أن تكون زوجي. |
Ciddi olamazsın. | Open Subtitles | أنت لا يُمكن أن تكون جاد. |
Hasta olamazsın. | Open Subtitles | لا يُمكن أن تكون قد أُصبت |
- Ciddi olamazsın! | Open Subtitles | ! لا يُمكن أن تكون تتحدث بجدية |
- Ciddi olamazsın! | Open Subtitles | ! لا يُمكن أن تكون تتحدث بجدية |
Sen benim Edmond'um olamazsın. | Open Subtitles | لا يُمكن أن تكون (إدموند) الذى أقصده |
Ciddi olamazsınız. | Open Subtitles | لا يُمكن أن تكون تتحدث بجدية |
Siz benim Edmond' um olamazsınız. | Open Subtitles | لا يُمكن أن تكون (إدموند) الذى أقصده |
Alice'in parçası olamayacağını bildiğim bir hayat olacaktı. Ama onu sevmekten asla vazgeçmedim. | Open Subtitles | كانت حياة عرفتُ أنّ (أليس) لا يُمكن أن تكون جُزءاً منها، لكنّي لمْ أكف عن عشقها للحظة. |