Daha sonra tüm gelir, ihtiyacı olanlar için acil yardım programlarına ve sosyal yardım kurumlarına bağışlanıyor. | TED | ثم يستخدمون كل العائدات ويتبرعون بها لبرامج المساعدات الطارئة وقضايا الحاجة الاجتماعية وللناس المحتاجين. |
Yani, okul sonrası programlarına para toplayan sensin. | Open Subtitles | أعني ، أنت الذي كنت مهتماً . بجمع المال لبرامج ما بعد المدرسة |
Bence bu seçim programlarına çok tutucu ve sığ yaklaşıyoruz. | Open Subtitles | نعمل بصورة تقليدية لبرامج الانتخابات |
İkinci olarak da sanat programları için ayrılan bütçe neredeyse yok sayılır. | Open Subtitles | ثانياً.. ثانياً، التمويل لبرامج الفنون هنا تقريباً.. هي تقريباً غير موجودة |
- Kablolu televizyon yayıncından istemelisin, yemek programları için mükemmel bir ortam ki ben izlemeye bayılırım. | Open Subtitles | لانها افضل قناة لبرامج الطبخ وانا احب الطبخ حسناً , إذن |
Şimdi, bilgisayar programlarının en başta gelen özelliği bu tip ufak değişikliklere olan hassasiyetidir. | TED | السمة المميزة لبرامج الكمبيوتر هي هذه الحساسية لأصغر التغييرات |
Sabah programlarına haberi tedarik et. | Open Subtitles | أنهي القصة قبل وصولها لبرامج الصباح |
- Burada harcadığım her dakika izdivaç, aşçı veya şarkıcı yarışma programları için hazırlamam gereken oyuncu seçimi videoları vaktinden çalıyor. | Open Subtitles | إنها وقت لا أقضيه في صنع مقاطع تجارب أداء لبرامج المواعدة، الطبخ, أو الغناء الواقعية |
Çünkü bilgiye erişim çok önemli bir güç göstergesi ve devletler bunu sınırı olmayan gözetim programları kurarak kontrol etmek istiyor üstelik bunu yapmak için de hackerlara ihityaçları var. | TED | وهذا بفضل أن الوصول للمعلومات هي عملة حاسمة للقوة، وهو ما تحاول الحكومات التحكم به، وذلك عن طريق محاولة فتح الباب لبرامج المراقبة على مصراعيه، وبالمناسبة، هذا أمر يحتاجون فيه للمخترقين. |
Hatta bugün, başkentinizde, zor zamanlarda, ülkenin cebini düşünen bazıları Global Fon gibi hayat kurtaran programları kesmek istiyor. | TED | وفي الواقع اليوم في عاصمة بلدكم - في هذه الأوقات الصعبة - البعض الذي يسيطر على خزانة بلدكم يريد قطع التمويل لبرامج منقذة للحياة مثل صندوق الدعم العالمي. |
"Eğlencenin doruğu'nu" izlemektesiniz. Yetişkin programları tüm gün, her gün. | Open Subtitles | أنتم تشاهدون قناة (توب هات)، لبرامج الكبار طوال اليوم، وكل يوم |
Hükümet, gözetim programlarının sonlandırılmasını isteyen grubun kim olduğunu henüz tespit edemedi. | Open Subtitles | الحكومة لم تكن قادرة على التعرف على المجموعة التي تطلق على نفسها التفكيك المنهجي لبرامج مراقبة البيانات الأجتماعية للولايات المتحدة |
Bu işte iyi değilim, ki bu bayağı garip karakter canlandırmam sayesinde şu gizli kameralı şaka programlarının üçünden teklif alacaktım neredeyse. | Open Subtitles | لانه بسبب عمل شخصيتي هو ما وصلني قريبة إلى أن أظهر على ثلاث قنوات مختلفة لبرامج الكاميرا الخفية للمزاح دعنا نبدأ من جديد |