Paketi Brooklyn'e götürüyor gibi. | Open Subtitles | إنه يأخذ طريق أخر يبدوا أنه متجه لبروكلين من المحتمل بروكلين |
- Brooklyn'e gidiyoruz. Herkes oradaki havanın daha temiz olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | سنذهب لبروكلين الجميع يقول أنَّ الهواء هناك أنقى بكثير |
Brooklyn'e kadar bütün o yolu özür dilemek için gelmişsin. Ama bir parti için uygun giyinmemişsin. | Open Subtitles | حسنا, هل أتيت كل هذه المسافة لبروكلين لتعتذرين |
Ayrıca ikisinin de bunu görmek için ta Brooklyn'e gelmesi gururunu birazcık olsun okşamış olmalı. | Open Subtitles | بالاضافه انك يجب ان تشعري بالاطراء لأن كليهما اتت كل الطريق لبروكلين لمشاهدتها |
Tamam mı? Eğer Brooklyn'e ya da Jersey'e... | Open Subtitles | حسناً ، إذن لو كان علينا الذهاب لبروكلين ، أو جيرسي... |
Ve yetiştirdiklerini satmak için Brooklyn'e geliyorlar. | Open Subtitles | قد اتوا لبروكلين لكي يبيعوا سلعهم |
Brooklyn'e doğru yola çıkıyoruz. | Open Subtitles | نحن فى طريقنا لبروكلين |
Brooklyn'e doğru yola çıkıyoruz. | Open Subtitles | نحن في طريقنا لبروكلين |
Brooklyn'e doğru yola çıkıyoruz. | Open Subtitles | نحن فى طريقنا لبروكلين |
Brooklyn'e gelip peşine düşerim. | Open Subtitles | سأحضر لبروكلين و سأنتقم منك |
Hislerin hakkında konuşmak mı istersin, yoksa Brooklyn'e gitmek mi? | Open Subtitles | تريدين التحدث عن مشاعرك؟ أم تريدين الذهاب (لبروكلين) |
Brooklyn'e gelmek ister misin? | Open Subtitles | ترغبين بالمجيء معي لبروكلين ؟ |
Bizimle Brooklyn'e geri dönmen gerekir.. | Open Subtitles | نحن بحاجتك لتعود لبروكلين |
Brooklyn'e geldiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لقدومكم لبروكلين |
Hadi. Sonny Black Brooklyn'e ait. | Open Subtitles | "هيا, (سوني بلاك) ينتمي "لبروكلين |
Brooklyn'e bir puan daha. | Open Subtitles | هدف لبروكلين |