"لبعضها البعض" - Translation from Arabic to Turkish

• birbirimize
• birbirlerine
• birbirine
• birbirini
• birbirleri
• birbirinize
• birbirleriyle
• birbirlerinin

Ve birbirimize bu konuda bir daha konuşmama sözü vererek.
وتقديم وعد لبعضها البعض أبدا أن نتحدث عنه مرة أخرى.

birbirimize pek de iyi yalan söyleyemiyoruz.
نحن لا يمكن أن تكمن حقا لبعضها البعض بشكل جيد للغاية.

Ve ben de anti-Colin'ci olduğuma göre tam birbirimize göreyiz.
وحيث إنني المضادة للكولين، نحن مثالية لبعضها البعض.

Çok uzak bir mesafeden birbirlerine şarkı söylüyorlar.
إنها في الواقع تغني لبعضها البعض من مسافة كبيرة.

Çünkü helyum çekirdeklerini birbirine yeterince yaklaştırıp güçlü nükleer kuvveti devreye sokarak çekirdekleri birleştirmesini sağlamak daha zordur.
وذلك لصعوبة جعل نوى الهيليوم قريبة لبعضها البعض حتي تسيطر عليها القوة النووية وتمسك بها وتجعلها تلتحم مع بعضها البعض

Peki bu iki kişilik birbirini bilir mi?
لكن هل يمكن لهذه الشخصيتين ان تكون مدركة لبعضها البعض

Bugün burada kalbimizle hareket etmek bizim elimizde, benim oyunlarım her zaman birbirleri için gizli hisler besleyenler içindir.
فمن صالحكم هو وضع قلوبكم في أكمامكم لأن لعبتي كالعاده ستكون لجمع أولئك الذين يشاركون رغبة سرية لبعضها البعض

Sahneye çıkıp birbirimize karşı hissettiklerimizi söylerdik.
كنا مجرد أن نذهب إلى الحلبة تبدء قلوبنا تصب لبعضها البعض

birbirimize tek kelime etmedik ve bu çok güzeldi.
لم يقل كلمة واحدة لبعضها البعض وأنها كانت جميلة.

Seninle evleneceğim, hayatım, böylece kahvaltı masasında birbirimize bakabilir, sırt sırta oturabilir, zaman zaman tartışabiliriz... sence evlilik böyle bir şey mi?
سوف أتزوجكِ يا عزيزتي حتى نتمكن من التحديق في بعضنا البعض على طاولة الإفطار نجلس وظهورنا مقابلة لبعضها البعض

birbirimize ihtiyacımız olacak. Kaos hepimizi saracak.
قد نحتاج لبعضها البعض الفوضى سوف تمسنى جميعاً

Umut için sarılacağız birbirimize.
من الانزلاق إلى الفوضى. نحن سوف ننظر لبعضها البعض من أجل الأمل.

Çünkü birbirimizi ne kadar sevsek de birbirimize dürüst davranacağımıza söz de versek işe yaramayacağını biliyorduk.
... للتر يعرف أنه مهما كم نحن أحب كل منهما الآخر... ... مهما عدنا البقاء وفيا لبعضها البعض... ... انها فقط لن تعمل.

Aynı şeye eşit olan şeylerin, birbirlerine de eşit olduğu, kendinden ispatlı bir gerçek.
إنه حقيقة بديهية أن الأشياء المساوية للشيء نفسه مساوية لبعضها البعض

Birbirlerini sevmeleri ve birbirlerine sadık olmak dışında anlaşamayan iki kardeş.
أخ وأخت يختلفون على كل شيء باستثناء مقدار حبهم لبعضهم البعض وكيف يكون ولائهم لبعضها البعض

Evet öyle, geçen onu Dianne'le birlikte gördüm, çok güzel bir çift olmuşlardı, elelerdi ve birbirlerine çok aşık görünüyorlardı.
نعم YLE، مع Dianne'l مشاركة رأيته، وزوجين من لطيف جدا شحم الخنزير OLM ، نوقشت وgrünüyorlard ك لبعضها البعض.

Belki kocamı başka bir kadına, ...belki arkdaşlarımı birbirine kaptırıyordum..., ...ama bugün değil.
ربما كنت لا تزال تفقد زوجي إلى امرأة أخرى, أصدقائي لبعضها البعض, ولكن ليس اليوم.

Devasa çarpışmalarla trilyonlarca yıldız birbirini çekiyor.
تصادمات عملاقة .. بسبب جذب تريليونات النجوم لبعضها البعض

Tek amacı insanların birbirleri hakkında korkunç şeyler söylemelerine izin vermekken, nasıl söylersin bunu?
كيف تقولين هذا وهدفها الرئيسي هو أن تجعل الناس ترسل لبعضها البعض أشياء فظيعة؟

Ejderhalarınız birbirinize duyduğunuz düşmanlığı benimseyerek aynı şekilde davranmaya başladılar.
لقد اتقظ تنينكما العداء لبعضها البعض والآن سنتصرف بنفس الطريقة

Fakat yakın bir gelecekte, arabaların birbirleriyle konuştuğu günleri de göreceğiz.
لكن قريب سوف نرى الايام التي تتحدث فيها السيارات لبعضها البعض

Onlar birbirlerinin siyasi coğrafyalarından daha çok, işlevsel coğrafyalarıyla ilgileniyorlar.
هي أكثر اهتماما بالوظيفة الجغرافية لبعضها البعض من الجغرافيا السياسية.