Hayatta tanıdığı tek erkek babamdı ve onunla, aşkın tüm zevklerini sadece bir kaç ay yaşadıktan sonra tüm bu zevklerden, büyük bir hüsran ve hayal kırıklığı içinde tüm hayatı boyunca vazgeçmek durumunda kalmıştı. | Open Subtitles | لم تكن تعرف سوى رجلاً واحداً والدي, وقد استمتعت بلذة الحب لبضعة أشهر فقط ومن ثمتخلت عن ذلك كله لبقية حياتها, |
Ya kalbinin etrafında sıvı toplanması nedenini buluruz ya da hayatı boyunca elimde iğneyle peşinden koşarım. | Open Subtitles | لذا إما أن نكتشف ما سبب هذا أو أتتبعها لبقية حياتها بمحقن |
Bir kadının düğün günü hayatı boyunca hatırlayacağı bir gündür. | Open Subtitles | يوم زفاف المرآة شيءُ سَتَتذكّرُه لبقية حياتها. |
Hadi ama hayatım sahada ne şekilde davranıyorsa hayatının geri kalanında da o şekilde davranış gösterecek. | Open Subtitles | انا اعني بحقك عزيزتي بالطريقة التي تصرفت بها بالملعب ستكون تلك الطريقة التي ستتصرف بها لبقية حياتها |
Böyle notlarla, hayatının geri kalanında sinemada bilet toplamak zorunda kalabilir. | Open Subtitles | بدرجات كتلك, فسوف تأخذ تذاكر للسينما لبقية حياتها |
Ya şimdi benimle evlenecek ya da mahfolmuş bir şekilde hayatının geri kalanını burada geçirecek. | Open Subtitles | ,يجب أن تتزوجني الآن ,أو تدميرها جيداً وإبقائها هنا لبقية حياتها |
hayatı boyunca o apartmanda oturmasını ve bilirsin beni düşünmesini istiyorum. | Open Subtitles | اريدها ان تبقى في تلك الشقة لبقية حياتها وهي تفكر بي فقط |
Ama hayatı boyunca bu düşünceye takıldı kaldı. | Open Subtitles | لكنها بقيت تعيش مع هذا الهاجس لبقية حياتها |
Kadın bilmeyi hak ediyor. hayatı boyunca hiçbir şeyden habersiz salağın teki olarak kalacak. | Open Subtitles | إنّها تستحق أن تعرف أيضاً، وإلا ستكون حقيرة غبية لبقية حياتها |
hayatı boyunca ona biri destek çıksın istiyor. | Open Subtitles | أنها تريد شخص ما بأمكانها الأعتماد عليه لبقية حياتها |
Eğer onu bulamazsan, hayatı boyunca onu arayacak... her odada, her kalabalıkta. | Open Subtitles | وان لم تمسك به ستفعل هي ذلك لبقية حياتها في كل غرفه وفي كل حشد |
hayatı boyunca tedavi görecek ama iyileşecek. | Open Subtitles | لكنها ستبقى على العلاج لبقية حياتها حتى تشفى |
Sanırım bu kadın hayatının geri kalanında konuşabilecek bizim sayemizde. | Open Subtitles | اظن أن هذه المرأة سيمكنها التحدث لبقية حياتها و الفضل يعود إلينا |
Bu kız hayatının geri kalanında senin yüzünden kâbuslar görecek. | Open Subtitles | تلك الفتاة ستمر بكوابيس لبقية حياتها بسببك أنت |
hayatının geri kalanında benden veya diğer şeylerden bahsedemezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنكما ذكري أو أي شيء من هذا لبقية حياتها |
Bu oyunda iyi iş çıkarırsam, bundan hayatının geri kalanında ben ona bakacağım. | Open Subtitles | إذا أبليتُ حسناً هناك، سيصبح بمقدوري الإعتناء بها لبقية حياتها |
hayatının geri kalanında onu, kollarında ölürken hatırlayacaktır. | Open Subtitles | وستبقى تتذكره وهو يحتضر بين يديها لبقية حياتها |
Kötü haberse, ...hayatının geri kalanını bitki olarak geçirecek" der." | Open Subtitles | الأخبار السيئة هي أنها ستغدو مشلولة لبقية حياتها |
Gelin hayatının sonuna dek kabus göreceğine yemin etti. | Open Subtitles | العروس زرفت الدموع وستصاب بالكوابيس لبقية حياتها بسبب كلب |
Kızının Ömrünün sonuna kadar hastanede kalmasını mı istiyorsun? | Open Subtitles | أحرزنا بعض التقدم أتريدين رؤية إبنتكِ في المشفى لبقية حياتها ؟ |
81-A talimatına göre Sydney'yi mahkemeye, duruşmaya çıkartmadan hayatının sonuna kadar tutabilirler. | Open Subtitles | تحت البند 81 ايه يمكنهم احتجازها بدون أدله و حبسها لبقية حياتها |
Böylece bu kız kalan hayatında felçli yaşamasın. | Open Subtitles | حتى لا تصاب هذه الفتاة بالشلل لبقية حياتها |
Piper hayatının kalanı boyunca oturup da Leo'yu bekleyemez değil mi? | Open Subtitles | بايبر، لا يمكنها أن تجلس وتنتظر ليو، لبقية حياتها |
Karmaşa ve üzüntü onu tüm yaşamı boyunca izleyecek. Senin yolunu denedik. | Open Subtitles | الفوضى والحزن سيتبعاها لبقية حياتها لقد جربنا الأمر بطريقتك |