Sağlık kliniği inşa etmek için kaynakları kullandı ve doğumhaneye onun ismi verildi. | TED | انها حشدت الموارد لبناء العيادة الصحية المحلية وجناح الأمومة الذى سُمِّى تكريمًا لها. |
İnşa etmek için o kadar uğraştığımız şeyin bir şekilde yok olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر أن كل ما فعلناه جاهدين لبناء هذا المكان قد انتهى بطريقة ما |
Hatırlayın, çoğu insan bu teknik mucizelerden birini bile hayal edemezken, Pantheon'u yapmak için en az beşine ihtiyacınız var. | TED | تذكر أن معظم الناس لا يستطيعون حتى أن يتخيلوا واحدة من هذه المعجزات التقنية، وتحتاج على الأقل خمسة لبناء بانثيون |
Dahası, Amerikalılar siber savaş kapasitesi oluşturmak için gelecek beş yılda 30 milyardan fazla para harcamaya karar verdiler. | TED | وعلاوة على ذلك، قرر الأميركيون انفاق ما يزيد على 30 مليار دولار في السنوات الخمس المقبلة لبناء قدراتها الإلكترونية. |
Yüksek eğitim masraflarını neredeyse tamamen kesecek bir model kurmak için yola çıktık | TED | انطلقنا لبناء نموذج سيقطع بشكل شبه تام غلاء أسعار التعليم العالي |
Nazilerin ellerindeki her şeyi bir bomba yapmaya yatırdığını biliyoruz. | Open Subtitles | لقد علمنا ان النازيين يضعون كل شيء لديهم لبناء القنبلة |
dediler. Ve biz de teleskobu ilk dört aynayla inşa etme hazırlığındayız. | TED | ولذلك خططنا لبناء ذلك التلسكوب باستخدام الأربع مرايا الأولى. |
Çok mühim bir şeyi inşa etmek için ikinize ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا في حاجة إلى اثنين من أنت لبناء شيء مهم جدا. |
Ve bu hastaneyi inşa etmek için yeterli parayı topladılar - 200.000 kişi için yapılan tek hastane. | TED | و لقد جمعوا مالاً كافياً لبناء هذه المستشفى .. أول مستشفى من نوعها لـ200,000 شخص. |
Saat 7:45, inşa etmek için hizmet veren bir binanın kapısını açıyorum, ancak beni sadece yıkıyor. | TED | في الـ 7:45 صباحا, أقوم بفتح أبواب لمبنى أن تهب نفسك لبناء لا يجعلني إلا منهارا |
Gençliğinizi; aileniz, kendiniz ve toplumunuz için bir şeyler yapmak için harcıyorsunuz ama yaşınız ilerleyince, onu elinizden alıveriyorlar. | Open Subtitles | ان تنفق شبابك في محاولة لبناء شيء لنفسك وعائلتك، ومجتمعك فقط لمشاهدته يُؤخذ جميعه بعيدا عنك في سن الشيخوخة |
Bu 2 hediyenizi kullanarak barınak yapmak için 10 dakikanız var. | Open Subtitles | لديكم عشرة دقايق لبناء ماؤى بإستخدام الهدايا التي أعطيتهم إياها فقط |
Kulübeyi yapmak için gerekli malzemelerin yanında yiyecek ve kıyafetler de vardı. | Open Subtitles | تحتوي على المواد اللازمة لبناء الكوخ بالإضافة إلي طعام و ملابس للرجال |
Bir dava oluşturmak için yeterli olmadığını söylüyorlar, mahkemeye götürülmeyecek. | Open Subtitles | يقولون أنه لا يكفي لبناء قضية ولن تذهب إلى المحكمة |
Ve siz bunu düşünürken şu oluyor: Yeni şeyler oluşturmak için daha fazla karmaşıklık ve daha fazla madde elde ediyorsunuz. | TED | ومن خلال تفكيركم بهذا، تحصلون على تعقيد أكثر وأكثر، مواد أكثر فأكثر لبناء أشياء أحدث. |
"Fatih" olarak nam saldıktan sonra, Aristo'nun eski öğrencisi, ismini verdiği şehirde bilgi imparatorluğu kurmak için bütün ilgisini İskenderiye'ye verdi. | TED | بعد تعيين نفسه فاتحاً، حوّل الطالب السابق لأرسطو انتباهه لبناء إمبراطورية من المعرفة مقرها في مدينة تحمل اسمه. |
Enerjinizi nükleer bomba yapmaya ve yıkımın karanlığını yaymak için kullanabilirsiniz, yada ışığın neşesini milyonlara yaymak için kullanabilirsiniz. | TED | يمكنك استخدام طاقتك لبناء القنابل النووية ونشر ظلام الدمار، أو يمكنك استخدامه لنشر فرحة الإضاءة للملايين. |
Dmitry ile birlik olduk ve bu teknolojiyi inşa etme yolunda çalışmaya başladık. | TED | شكلت فريقًا أنا وديمتري، وباشرنا العمل على طريقة لبناء تلك التكنولوجيا. |
O yüzden iyi intiba bırakma veya bir bağ kurma amacım yok. | TED | لذا لا أهدف إلى ترك انطباع رائع عني ولا لبناء مصالح. |
Ancak, baskı imparatorluğunu tekrar kurmayı planlayan, Zygerria'nın hırslı kraliçesi tarafından yakalandılar. | Open Subtitles | فقط ليتم امساكهم عن طريق الملكة الطموحة التى تأمرت لبناء امبراطوريتها الظالمة |
Bu Koreli sanatçı tapınak inşa eden bir şirket kurmaya koyuldu. | TED | وقام هذا الحرفي الكوري بتأسيس شركة لبناء المعبد. |
Fiziksel ve kültürel açıdan çok çeşitli binalar inşa etmeye nasıl geri döneriz? | TED | كيف نتمكن من العودة لبناء مدن تكون متنوعة في الشكل و في الثقافة مرة أخرى؟ |
Biz oraya büyük bir planla, harika bir programın büyük sözleriyle gitmedik, sadece iki aile için iki tuvalet yapmayı teklif ettik. | TED | ببرنامج كبير, فقط عرضنا لبناء دورتي مياه لعائلتين خلال تصميم دورة المياه الأولى |
Bir savaş uçağı yapımında, kadın eli kullandığımız için bizi bağışla. | Open Subtitles | اغفر لنا باستخدام النساء وتضمينه في أيدي لبناء طائرة مقاتلة. |
Öte yandan Fransa'nın Ment kentindeki... ...ikinci Pompidou merkezinin inşaatı yarışmasını... ...kazanma şansım oldu. | TED | و قد كنت محظوظاً جداً بالفوز بمنافسة آخرى لبناء مركز بومبيدو الثاني في فرنسا في مدينة ميتز. |
Bu yüzden gemi deposunda kulübe yapacak kadar çok odun var. | Open Subtitles | لذا، في مخزن السفينة، هناك ما يكفي من الخشب لبناء كوخ. |
Şimdi geniş ve karmaşık bir tapınağın yapımı için gerekli olan büyük iş gücünü besleyebilirlerdi. | Open Subtitles | الآن يمكنه أن يغذى القوى العاملة الضخمة التي تطلّبت لبناء هذا المعبد الشاسع و المتطوّر. |