Yani anne babalara kızlarının yaşamaları için bir şans öneriyorsunuz. | Open Subtitles | لذلك أنت تقدمين للوالدين فرصة لبناتهم للعيش |
Birçok tanıdığımız var ki evlenmeden kızlarının bu şekilde görüşmesine izin vermez. | Open Subtitles | نعرف أناساً كثراً يرفضون السماح لبناتهم بالمواعدة هكذا قبل الزواج |
kızlarının daha iyi bir yaşam kurmasını isteyen aileler vardı. | Open Subtitles | العديد من العائلات هناك ارادت لبناتهم معيشة افضل |
Eskiden büyükler kızlarına düğün hediyesi olarak altın bir domuz verirdi. | Open Subtitles | في قديم الزمان، كان كبار القوم يعطون خنزيراً ذهبياً لبناتهم كهدية زفاف |
Oradaki aileler, hayatlarının en kederli günlerini yaşıyordu ve bu nedenle, onlara oğulları veya kızlarına veda edebilecekleri daha huzurlu bir yer sağlamak istedim. | TED | كانت تعاني هذه العائلات بعض اللحظات القاسية في حياتهم وأردتُ منهم الحصول على مكان أكثر أمنًا حيث يمكنهم أن يقولوا كلمة الوداع الأخيرة لبناتهم وأولادهم الصغار. |
Babalar, kızlarının o şeyle oynamasına nasıl izin veriyor, anlamıyorum. | Open Subtitles | ما زلتُ لا أعرف كيف يسمح الآباء لبناتهم من الإقتراب من هذه الأشياء. |
Babalar kimseyi kızlarının yanına yakıştıramaz. | Open Subtitles | يعتقد الآباء دائما انه لايوجد شخص كفؤا لبناتهم |
Babaların, kızlarına karşı daima zaafları olmuştur. | Open Subtitles | الآباء دائما يميلون لبناتهم |
Baba! Babalar kızlarına böyle şeyler yapmazlar. | Open Subtitles | الاباء لا يفعلون ذلك لبناتهم |