Kalenin güvenli olduğuna eminim ve öğrencileri evlerine yollamak da istiyorum. | Open Subtitles | انا مقتنع القلعةآمنة زيادة على ذلك أنا سأرجع الطلبة لبيوتهم المدرسية |
Klara'nın etrafındaki çocukların okul sonrası evlerine dağılmak yerine hep birlikte köyün çıkışına doğru gitmeleri bana hep garip geliyordu. | Open Subtitles | بدا لي غريباً أن الأولاد من حول كلارا بدلاً من أن يذهبوا لبيوتهم بعد المدرسة كانوا يذهبون معاً لطرف القرية |
Belediye başkanlığından yapılan son açıklama vatandaşların derhal evlerine dönmesi yönünde. | Open Subtitles | أخر نصيحة من مكتب المحافظ أن يعود المواطنون لبيوتهم في الحال. |
Kalanlar cesaretlerini kaybeder, kaçar, dağılır ve evlerine giderler. | Open Subtitles | وبقيتهم سيفقدون شجاعتهم يفرّون ، وينفصلون ، ويذهبون لبيوتهم |
Binlerce büro ve fabrika işçisine, evlerine gitmeyip, iş yerlerinde kalmaları yolunda uyarılar yapıldı. | Open Subtitles | صدرت الأوامر لجميع القوات بعدم مغادرة مواقعهم ولا يعودوا لبيوتهم ولا أماكن عملهم لأي سبب |
Kaldırın şu arabaları burdan! İnsanlar evlerine gidecekler. | Open Subtitles | دعونا نُخرِج تلك السيارات من هنا هؤلاء الأشخاص يريدون الذهاب لبيوتهم |
Onları evlerine yolladım. Bizden uzakta daha da güvende olacaklarını düşündüm. | Open Subtitles | أوه ، أرسلتهم لبيوتهم ، أعتقد أنه سيكون من الأمن لهم أن يكونوا بعيدين عنا |
evlerine dönmelerini istemiyorum. Bu adam bana bu şehirde lazım. | Open Subtitles | أنا لا أريدهم أن يرجعوا لبيوتهم أريد هذا الرجل في هذه البلدة |
Sivil Savunma Bakanlığı vatandaşları evlerine dönmeleri ve orada kalmaları konusunda uyardı. | Open Subtitles | ...قسم خدمات الطوارىء وأمن العامة حث الجميع على العودة لبيوتهم والبقاء بها |
Sonra da evlerine gidip.. yazın ortasında ziyarette bulunacağız. | Open Subtitles | وبعدها , نذهب لبيوتهم في منتصف الصيف و نُنشد لهم |
Binlercesi üniformalarını çıkarıp evlerine dönüyorlar. | Open Subtitles | الآلاف منهم خلعوا زيهم العسكري وعادوا لبيوتهم |
Japon elemanlarımıza evlerine gitmelerini söyleyin. | Open Subtitles | أخبر العمال اليابانيين أن يذهبوا لبيوتهم |
Pahalı mücevherleri olan bayanları evlerine kadar takip ediyor olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يكون يتصيد السيّدات بالمجوهرات الغالية، يتبعهم لبيوتهم. |
Ve şimdi, bu kadar korku ve belirsizlik dolu günden sonra yolcular evlerine gidebilecek. | Open Subtitles | و الآن بعدَ الكثير من الخوفِ و الحيرة، سيعودُ المسافرون لبيوتهم. |
Kanada Başbakanı, bütün Kanadalıların evlerine gitmesini ve inanç kutularını açmasını söylüyor. | Open Subtitles | الوزير الأول الكندي يأمر جميع الكنديين العودة لبيوتهم وفتح علب الإيمان |
Evlatlarımızı hapisten çıkarıp ait oldukları evlerine götürebileceğiz. | Open Subtitles | ونخلّى سبيل رجالنا من لسجن كى يعودوا لبيوتهم حيثما ينتموا |
İnsanlara yardım et. Gerekirse evlerine bırak. | Open Subtitles | اهتم بأولئك الناس، ووصلهم لبيوتهم إن احتاجوا لذلك. |
- Bizim sigaralarımızı içiyorlar ve evlerine mektuplarını bizim pullarımızla postalıyorlar. | Open Subtitles | -ماذا بعد؟ -كانوا يدخنون سجائرنا ويرسلون رسائل لبيوتهم من طوابعنا |
Ama silahlarını onlar bıraktılar. evlerine döndüler. | Open Subtitles | لكنّهم عرضوا أسلحتهم لقد رجعوا لبيوتهم |
Ne demek gidemeyiz. Carter, çevir. Bu adamları evlerine götür. | Open Subtitles | بلي نستطيع. "كارتر" إنهي هذا إرجعي هؤلاء الناس لبيوتهم. |