Ve seni buraya pis işlerini yapmak için gönderdiler. | Open Subtitles | و قد بعثوكِ إلى هنا لتأدية أعمالهم القذرة |
Bu filmi yapmak için öleceğimi biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف أني سأقتل لتأدية هذا الفيلم |
Ben işimi yapmak için buradayım, dost kazanmak için değil. | Open Subtitles | -حسناً أنا هنا لتأدية عمل وليس لكسب الأصدقاء |
Da Lisi görevi! | Open Subtitles | لتأدية الواجب! أفسحوا الطريق! |
Da Lisi görevi! | Open Subtitles | لتأدية الواجب! |
Evet, babam , ettik belki ama biliyorum asla Ben bir tekme yapmak için bir şans yoktu çünkü. | Open Subtitles | بما أنني لم أحظ بفرصة لتأدية الركلة |
Çılgın bir koreografici alıyoruz modern bale yapmak için. | Open Subtitles | سنجلب مصمم رقصات مجنون لتأدية بعض الباليه "الحديث". |
Böyle şeyleri yapmak için devlete güenmemek lazım ve bunu uzun zaman yaptık. NASA'dan önce NACA hiçbir uçak geliştiremedi, ve hiçbir uçak işletmedi. | TED | لذا يجب عليكم عدم الإعتماد على الحكومة لتأدية هذا النوع من الأشياء -- و لقد فعلنا ذلك منذ وقتٍ طويل. الـ NACA قبل أن تصبح NASA, لم تطور أي طائرة أو تدير شركة طيران. |
Bu işi yapmak için Mara'yı bulmalıydım. | Open Subtitles | لتأدية هذا العمل, يجب أن أجد "مارا". |
Vince'in 2 yıldır yapmak için çıldırdığı bir film. Şimdi halledebilmiş. | Open Subtitles | رغبة (فينس) جامحة لتأدية هذا الفيلم منذ سنتان، لذا فكر، تعرفين... |
Yoga yapmak için gelmedim. | Open Subtitles | لم أرجع الى هنا لتأدية اليوغا |
İşini yapmak için nedene ihtiyacın yok. | Open Subtitles | لا يوجد سبب لتأدية وظيفتك. |
Buraya gelemezsin. - Da Lisi görevi! | Open Subtitles | لتأدية الواجب! |
Da Lisi görevi! | Open Subtitles | لتأدية الواجب! |