Yaptığımız aslında şuydu, biyomalzemeleri bir köprü gibi kullanıyoruz Böylece organdaki hücreler adeta köprü üzerinde yürür gibi gidiyorlar, ve oradaki boşluğu doldurarak o dokunun yenilenmesini sağlıyorlar. | TED | ما فعلناه في الواقع كان أننا استخدمنا الخامة الحيوية كجسر لتتمكن خلايا العضو من عبور هذا الجسر، إذا أردتم القول، لتعمل على ملء الفراغ وتجدد هذا النسيج. |
Yarısını yeşil yarısını da pembe boyasanız iyi olur, Böylece her iki küp için de köşe kübü olarak kullanabilirsiniz ve hiç bir yüz boşa gitmez. | TED | من الأفضل أن تطلي نصفه بالأخضر ونصفه بالأرجواني، لتتمكن من استخدامه كزاوية لكل من هذه المكعبات، وبدون إضاعة وجه واحد. |
Bu sayede, kendi yerine sahip olabilirsin, Böylece biraz kişiselliğin olur, biraz da bağımsızlık. | Open Subtitles | لتتمكن من الحصول على مسكن خاص بك وبذلك تحصل على بعض الخصوصية والأستقلالية |
Bana çikma teklif edebilmek için mi hastan olarak kabul etmedin artik? | Open Subtitles | لقد فهمتُ .. لقد تخليتَ عني كمريضة لتتمكن من طلب مواعدتي ؟ |
Cep telefonumu çantasına koydum, Böylelikle onu GPS'den izleyebilirsiniz. | Open Subtitles | لقد دسستُ هاتفي الخليويّ بملابسه لتتمكن من تعقبه بنظام تحديد المواقع |
Hepimiz ölürüz. Bloom kurşunun önüne atlar Böylece Penelope kaçabilir. | Open Subtitles | سنموت كُلُنا , و سيتلقى بلوم رصاصة لتتمكن بينلوبي من الفرار |
Pilate'nin geçit törenini ben planladım. Sizin evin önünden geçecek. Böylece benim o şaşaalı halimi görebilirsiniz. | Open Subtitles | لقد تمكنت من جعل الموكب يمر من هنا لتتمكن من رؤيتي |
Bağımlılığını itiraf etmesi gerekecek, Böylece ışığı görebilecek. | Open Subtitles | يجب أن تعترف بإدمانها لتتمكن من العبور للضوء |
Böylece geldiklerinde asabilirsin. | Open Subtitles | اخرج اللوح، لتتمكن من العمل عليهم فور وصولهم. |
Kulaklığımı ona veriyorum Böylece sen onu çıkışa yönlendirebilirsin. | Open Subtitles | انا اعطيها سماعة اذنى لتتمكن من قيادتها الى نقطة الخروج |
Böylece uyuyabilirsin, Ve ben bu kesmekeş sayesinde acı çekerim? Hayır. | Open Subtitles | لتتمكن من النوم, و أظل أعاني من هذا الصخب؟ |
Böylece kurnazca bu işten kurtulabilir. | Open Subtitles | لتتمكن من إيجاد فكره لتسحب نفسها من هذا الأمر |
Sana söz veriyorum ki, bulmamızı istediğin ne varsa bulacağız Böylece huzura erişebileceksin. | Open Subtitles | أعدك بأننا سنجد أي شيء تود كشفه، لتتمكن من الذهاب بسلام |
Bu küçük kaçamağınızdan sonra Derek ile mutfakta buluşmayı ayarladınız Böylece ona dersini verebilecektiniz. | Open Subtitles | وبعد ممارستك الجنسية الصغيرة انت رتبت لديريك ان يقابلك فى المطبخ لتتمكن من تلقينة درساً صغيراً |
Kim gelin çiçeğini yapıyor? Oo, hey, yaşasın. Böylece provada taşıyabilir. | Open Subtitles | من سيصنع شريط الباقة؟ لتتمكن من حملها في تدريبات الزفاف. |
Erkek arkadaşımla planladığım romantik yemeğimi engelliyorsun ve onunla eski sevgilisi için yalandan romantik yemek ayarlıyorsun Böylece Angela'nın, erkek arkadaşımı çalmaya çalıştığını kanıtlayacaksın ben de kızı evden kovman için sana yardım etmiş mi olacağım? | Open Subtitles | انت تخرب عشائي الرومانسي مع صديقي المقرب لتتمكن من وضع موعد مزيف بينه وبين صديقته السابقة لتثبت |
Böylece su atının karısı ateşte ellerini ısıtıp balığını pişirebilecekmiş. | Open Subtitles | لتتمكن من الزوجة من تدفئة يديها بالنار ولتقلي السمك |
Beni bu karnavala getirdin Böylece metresini görebilecektin. | Open Subtitles | أحضرتني إلى هذا الأحتفال لتتمكن من رؤية عشيقتك |
Bana çıkma teklif edebilmek için mi hastan olarak kabul etmedin artık? | Open Subtitles | لقد فهمتُ .. لقد تخليتَ عني كمريضة لتتمكن من طلب مواعدتي ؟ |
Ama bir sorunu çözebilmek için önce bir sorunun var olduğunu kabullenmeniz gerek. | Open Subtitles | شكراً لكِ لكن لتتمكن من حل المشكلة، لـاـبد أن تعترف في البداية بوجودها، |
Haklısınız. Böylelikle ofisine yakın olabilir | Open Subtitles | كنتِ على حق، لتتمكن من الإقتراب من منزلها |
Bunu al ve terapiste ver. Böylelikle içinde olduğun egzersiz programını, öğrenmiş olur. | Open Subtitles | خذ هذا و اعطه إلى أخصائية العلاج الطبيعي لتتمكن من معرفة البرنامج الذي كنتَ عليه |