Keşke evdeki kızına göz kulak olman için seni tutsaydı. | Open Subtitles | كان يجب أن يستخدمك لتحرص على بقاء ابنته تلك بالمنزل. |
Eğer senin oğlun, ona zarar verebilecek birilerinin yanında olsaydı böyle bir şey olmaması için her şeyi yapmaz mıydın? | Open Subtitles | لو كان ابنك الصغير هو من بالخارج مع شخص يمكن أن يؤذيه ألن تفعل أي شئ لتحرص ألا يحدث ذلك؟ |
Her şey bitince, hayatındaki en saf şeyi... elinden kaçırmaya nasıl izin verdiğini... düşünen yalnız bir adam olmamak için... ne yapacaksın? | Open Subtitles | عندما ينتهي هذا كله ماذا ستفعل لتحرص على ألا تكون رجلاً وحيداً يتساءل |
İki alarm kurmalısın. Uyandığına emin olman için. | Open Subtitles | عليك جلب اكثر من منبه لتحرص على أن تستيقظ |
Kendisi, savunma pazarlıklarında ırkçı dengesizliklerin olmadığına emin olmak için atanmış bir savcı yardımcısı. | Open Subtitles | إنها من جمعية الجيش الأمريكي لتحرص على عدم وجود اختلال في التوازن في الموافقة |
Gina çekileceğinden emin olmak için çok sıkı çalışıyor. | Open Subtitles | حسناً، جـينا عملت جاهدة وبجد لتحرص ان يُنجز |
Onlardan saklanmamız için. Sana bir şey olmaması için. | Open Subtitles | للاختباء منهم، لتحرص على ألا يصيبك مكروه |
Birazı bizimle yazlığa gelir diğerleri döndüğümüzde hazır olması için burada kalır. | Open Subtitles | بعضهم يأتي معنا إلى المنزل الصيفي البقية تظل هنا لتحرص على جعل المنزل جاهز لعودتنا |
Son tatilimizi beraber geçirebilmemiz amacıyla ameliyatını erteletmek için elinden gelen her şeyi yaptın. | Open Subtitles | تأجيل العملية كان أنت تقوم بكل ما في إستطاعتك لتحرص على أن نحظى بأسبوع الأعياد الأخير هذا سويًا |
Olmaması için elinden gelen her şeyi yap. | Open Subtitles | إفعل ما أنت مضطر لفعله لتحرص ألا يحصل هذا أبداً |
Ben izliyorum. Seni felç etmediğimden emin olmak için burada bulunuyor. | Open Subtitles | إنها هنا لتحرص على ألا أصيبك بالشلل |
Sen de her neye mal olursa olsun şovun başarısız olması için onu sabote etmeye karar verdin. | Open Subtitles | قرّرت أنّ تخرّبه بأي ثمن لتحرص على فشله |
Ben uyurken yanımda olmanı istiyorum hiçbir şeyin, ben uyanmak isteyene kadar beni uyndırmayacağından emin olmam için. | Open Subtitles | أُريدكَ انْ تكون موجوداً ...معي حينما أنام لتحرص على أنْ لا يوقظني شيء حتى أرغب أنا بالإستيقاظ |
Büyük ihtimalle o yapmıştır. Onu bulamamamız için. | Open Subtitles | لعلها قتلته، لتحرص على ألا نجدها |
Evet her neyse, annen de Rahibe Terasa değil ama en azından ölmediğimden emin olmak için arada bir uğrar. | Open Subtitles | أجل، حسناً، أختكِ ليست الأم (تيريزا)، لكنها على الأقل تزورني بين حين وآخر لتحرص بأني لست ميتة. |