Bu yanılgıya göre verilen bir sonuç için belirli bir koşulun gerekli olması aynı zamanda yeterli olmasını da gerektirir. | TED | تفترض هذه المغالطة على نحو خاطئ أنه فقط لأن شرطًا ما ضروريٌ لتحقيق نتيجةٍ معينة، إذًا هو أيضًا كافٍ لوحده لتحقيقها. |
Ancak insanlar bu şeyleri arzular ve onlar için çok çalışmaya razıdırlar. | TED | ولكن الناس يرغبون هذه الأمور، ومستعدون للعمل بجد لتحقيقها. |
Birçok aile, elde etmek için savaştıkları özgürlüklerini yaşamak için oraya gitti. | Open Subtitles | جاءت عائلات كثيرة للعيش هناك للاستمتاع بحريتهم.. التي قاتلوا بجد لتحقيقها |
İnsan; doğru bulunamadığında, gerçekleştirmek için bir şekilde yol bulur. | Open Subtitles | اذاً الحقيقة لن تظهر الناس سيجدون الطريقة لتحقيقها |
Ve köle gibi çalışıp gerçekleşmesi için elinden gelen her şeyi mutlaka yapmalısın. | Open Subtitles | وبعدها يجدر بك أن تعمل بجد كبير وتأكد من أن تقوم بكل ما لديك لتحقيقها. |
Ulaşmak için disiplini olmayan şeyler yapmaya çalışıyorlardı. | Open Subtitles | إنهم يحاولون فعل أمور لا يملكون الانضباط اللازم لتحقيقها |
Hayatını bu esere ve onun en asil erdemlerine adayan bir adam için, belki de insanlığın en büyük eseri. | Open Subtitles | وتزهر بالحكمة وقد تكون أجمل أشكال التعبير عن الإنسانية وتكريس الرجل لحياته سعياً لتحقيقها أمر يدلّ على نبله |
Yani, yapabildiğimiz her şeyi yapmalı, ona ulaşmak için elimizden geleni yapmalıyız. Ancak günün sonunda kiminle yüzleşirsek yüzleşelim, hayatlarına her ne olmuşsa, tesadüfün önemli bir faktör olduğunu her zaman hatırlamalıyız. | TED | لذا يتوجب علينا فعل كل ما يمكن فعله ويتجوب علينا التدافع لتحقيقها وفي نهاية اليوم علينا دوما ان نتذكر ان كل الاشخاص الذين قابلناهم .. وما حدث لهم في حياتهم بأكمله كان للصدفة عامل كبير في حدوثه |
Geri döndüğümüzde içgüdülerinizi kullanmaya başlayacağız. Hak ettiğiniz yaşamı tasarlamak onu gerçek kılmak için hırsla dolmak ve o gücü bulmak için. | Open Subtitles | وحين نعود، سنستعمل غرائزكم لتصميم الحياة التي تستحقّوها وتغذية الرغبة لتحقيقها وإيجاد القوّة... |
Geri döndüğümüzde içgüdülerinizi kullanmaya başlayacağız. Hak ettiğiniz yaşamı tasarlamak onu gerçek kılmak için hırsla dolmak ve o gücü bulmak için. | Open Subtitles | وحين نعود، سنستعمل غرائزكم لتصميم الحياة التي تستحقّوها وتغذية الرغبة لتحقيقها وإيجاد القوّة... |
Bunları doğrulamak için zaman lazım. | Open Subtitles | نحتاج بعض الوقت لتحقيقها. |
Shelby, hak ettiğin bir hayat var ve sana yemin ederim ki bunu gerçekleştirmek için her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | ( شيلبي) هُناك تلك الحياة التي تستحقينها.. وأعدكِ بأني سأفعل قصارى جهدي لتحقيقها لكِ. |
Starling halkı bir vizyonum ve bu vizyonu gerçekleştirmek için gereken usta aletlerim olduğunu biliyor. | Open Subtitles | مواطنو (ستارلينج) يعلمون أنّ لديّ رؤية، وأيضًا الخبرة اللّازمة لتحقيقها. |
Bu tür düşler, tutkular için bir ömür yetmez. | Open Subtitles | -لا يكفى عمر واحد لتحقيقها |
Moore'un kendisini çok saldırgan bir soruşturma yürüttüğü için kovduğunu söylemiş. | Open Subtitles | قالت أنّ (مور) إستبعدها لتحقيقها العنيف |
O zaman o yolu bulmak için dünyayı yerinden oynatırım. | Open Subtitles | -إذًا سأزلزل العالم لتحقيقها . |