Fotoğrafı çekilip parmak izi alınsın. analiz için CTU'ya gönderin. | Open Subtitles | اريد له صورة وارفعوا بصمته وارسلوها للوحدة لتحليلها |
Bir arkadaşım analiz için gönderdi. Kimse ne olduğundan emin değil. | Open Subtitles | أرسلها إليّ زميل لتحليلها لا أحد متيقن من ماهيتها |
Yıldız üssünde analiz etmek için kan örneği alacağım ve sonra hastalık için bir tedavi bulabiliriz. | Open Subtitles | سأقوم فقط بأخذ بعض عينات الدم لتحليلها على متن السفينة الأم وبعدها سنكون قادرون على إيجاد علاج لهذا المرض |
Tahmin edebileceğiniz gibi analiz edeceğimiz epey veri var. | Open Subtitles | كما تعلمون ، لدينا القليل من البيانات لتحليلها |
Örneğin, Birleşik Devletler insansız hava donanması 2004'te analiz yapmak için genel toplamda 71 saatlik görüntü gözetimi yayınladı. | TED | على سبيل المثال، في عام 2004، أنتج أسطول الطائرات بدون طيار في الولايات المتحدة ما يبلغ 71 ساعة من فيديوهات المراقبة ولذلك لتحليلها |
Elbette kimyasallar. Onları analiz etmem imkansız. | Open Subtitles | بالطبع ليس لديّ طريقة لتحليلها |
Radyoaktif materyali küreklerle çıkarıp kimyacılara analiz için götürüyorduk bu sayede bombanın etkisini belirleyebilecektik. | Open Subtitles | وأنزلناها بالحفرة التي أحدثها الإنفجار لرفع المادة المشعة والعودة بها لتحليلها بواسطة الكيميائيين لنتمكن من تحديد الآثار الناجمة عنها |
Örneği analiz edilmesi için laboratuara götürmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أخذ عينة إلى المختبر لتحليلها |
analiz edilmek üzere üssün başka bir bölümüne gönderilmişti. | Open Subtitles | لكن لجزء اخر من القاعده . لتحليلها |
Dairesinde küçük bir ilaç şişesi buldum ve Smallville hastanesindeki patolojiste analiz etmesi için götürdüm. | Open Subtitles | وأخذتها لإخصائي امراض في مستشفى "سمولفيل" لتحليلها |
Bulduklarını analiz ve kurtarım için Angela'ya gönderdi. | Open Subtitles | أرسلها إلى أنجيلا لتحليلها و استعادتها |
analiz için gerekli araçlar onlarda yok. | Open Subtitles | ليس لديهم الادوات المناسبة لتحليلها |
Parçalarını buldum ama analiz etmem biraz zaman alır. | Open Subtitles | - حصلت على شظايا منها ، ولكن الأمر قد يستغرق بعض الوقت لتحليلها. |
Yüksek düzeyde bilgi gönderiyorum analiz için. | Open Subtitles | لدي بيانات على مستوى ماكس المقبلة في لتحليلها الآن . |
analiz için laboratuvara gönderiyorum. | Open Subtitles | سأقوم بارسالها الى المختبر لتحليلها |
Bu örnekleri analiz ettirmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نأخذ بعض العينات لتحليلها |
Ben onu analiz ettiririm. | Open Subtitles | سآخذها لتحليلها |
Ve analiz etmek bizim çocuklar verdi. | Open Subtitles | وأعطيتها لرجالنا لتحليلها |
Örnekleri alıp analiz için Boston'a dönüyorum. | Open Subtitles | سوف أخذ العينات إلى (بوسطن) لتحليلها |