O yüzden Bana diyeceğin bir şey varsa şimdi söyle. | Open Subtitles | لذا لو كان لديك أيّ شيئ لتخبرني به فيستحسن بك إخباري به الآن |
Anlatacak daha fazla şey olmalı. Kendini anlamıyorsun. | Open Subtitles | يجب ان يكون هناك المزيد لتخبرني به انت لا تقدر نفسك. |
Bana söylemek istediğin başka bir şey var mı fahişe evladı? Evime giriyorsun... | Open Subtitles | أهنالك أي شيء آخر لتخبرني به ... تأتي لمنزلي |
Ama sizin söyleyecek bir şeyiniz varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | لكن يبدو إنك تملك شيئاً لتخبرني به |
Bana söyleyecek çok şeyiniz olmalı. 9:00, iyi mi? | Open Subtitles | أعتقد أنه يوجد الكثير لتخبرني به في التاسعة صباحا؟ |
Anlatacak daha fazla şey olmalı. Kendini anlamıyorsun. | Open Subtitles | يجب ان يكون هناك المزيد لتخبرني به انت لا تقدر نفسك. |
Eminim bana Anlatacak çok şeyin vardır. | Open Subtitles | متأكد أن لديك الكثير لتخبرني به |
Buraya Bana söylemek için geldiğin şeyi söyleyecek misin? Walt bir polis tarafından öldürüldü. | Open Subtitles | هل سوف تخبرني بالأمر الذي أتى بك إلى هنا لتخبرني به ؟ ـ"والت"ـ قد قُتِل بواسطة شُرطي |
Calvin, Bana söylemek istediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | (كالفين) ، ألديكَ أي شيء لتخبرني به ؟ |
Eğer bana söyleyecek bir şeyin olursa söylersin. | Open Subtitles | إذا كان لديك شيء لتخبرني به ، لأخبرتني |
söyleyecek bir şeyin var mı, Harold? | Open Subtitles | ألديك شيئاً لتخبرني به هارولد" ؟ |
Yani Bana söyleyecek hiçbir şeyin olmadığını söylemek için mi arıyorsun? | Open Subtitles | لذا، أساسا أنت تتصل بى لتخبرني بأنّه ليس لديك شيء لتخبرني به |
Yaklaş, belli ki söylemek istediğin bir şeyler var. | Open Subtitles | افصح يا (جايوس)، من الواضح أنّ لديكَ شيئًا لتخبرني به. |