Beni sabahın 4:00 ünde, bunu söylemek için mi kaldırdın? | Open Subtitles | توقظينني فى الرابعة صباحا لتخبريني بهذا؟ |
Elaine, selam göndermediğini söylemek için buraya kadar gelmiş olman, selam söylemenden daha önemli. | Open Subtitles | قدومك لتخبريني بأنك لم تلقِ التحية، هو بادرة أكثر من القائك التحية. |
Çok etkilendim, bütün bunları bana söylemek için geldin. | Open Subtitles | لقد تأثرت، أتيت كل هذا الطريق لتخبريني بذلك |
Bir daha çağırdığımızda bana bildiğin herşeyi söylemeye hazır ol. | Open Subtitles | وعندما اطلبك مرة أخرى كوني مستعدة لتخبريني بكل ماتعرفينه |
Bir dakika sen yedi yıl sonra olabileceğini düşündüğün birşeyleri anlatmak için mi buraya geldin? | Open Subtitles | لحظة واحدة ، أنت أتيتي هنا لتخبريني عن شيء ربما يحدث لي بعد سبع سنوات من الآن؟ |
Önümüzdeki hafta bir yemeğe çıkalım. Kitabı biraz daha anlatırsın. | Open Subtitles | دعينا نتناول العشاء معاً الأسبوع القادم لتخبريني المزيد عن الكتاب. |
Nasıl bir kargaşa çıkaracaklarını söylemen için 3 saniyen var. | Open Subtitles | تملكين ثلاث ثواني لتخبريني ما هو الدمار الذي يهدفون لفعله |
Bunu Bana söyleyecek kadar güvenmedin mi bana? | Open Subtitles | ولم تثقي بي من قبل بما يكفي لتخبريني بهذا؟ |
Böyle bir şeyi söylemek için... düğünüme iki hafta kalmasını mı bekledin? | Open Subtitles | لقد انتظرت أسبوعين قبل موعد زواجي لتخبريني بمثل هذه الامور ؟ |
15 yıl boyunca babamın Kraliyet'ten olduğunu söylemek için hiç boş dakika bulamadın mı? | Open Subtitles | على مدى 15 عاماَ لم يكن لديك الوقت لتخبريني أن أبي كان سليل عائلة ملكية ؟ |
15 yıl boyunca babamın Kraliyet'ten olduğunu söylemek için hiç boş dakika bulamadın mı? | Open Subtitles | على مدى 15 عاماَ لم يكن لديك الوقت لتخبريني أن أبي كان سليل عائلة ملكية ؟ |
Ama senin bana bu söylemek için kıçımda bir fenerle dolaşmanı gerekmiyor. | Open Subtitles | ولكني لست بحاجة لزحفك على قفاي بمصباح لتخبريني عنه. |
Bunu söylemek için gün ortasında şehrin varoşlarına geldin, halbuki akşam da söyleyebilirdin. | Open Subtitles | هل اتيت كل تلك المسافة من المدينة لتخبريني بينما كان بامكانك ان تخبريني الليلة |
Bunu söylemek için yatağıma girmek zorunda miydin? | Open Subtitles | وتوجب عليكِ تنامِ في السرير معي لتخبريني بذلك؟ |
Ben de dün gecenin çok eğlenceli olduğunu söylemeye geldiğini sanmıştım. | Open Subtitles | وأنا من كان يعتقد بأنك أتيتِ إلى هنا لتخبريني عن ليلة البارحة وكم كانت مسلية |
Tatile çıkacağını söylemeye mi geldin? | Open Subtitles | جئتِ إلى هنا لتخبريني بأنّكِ قبلتِ بتلك العطلة |
Sanırım ta Brooklyn'e bunu bana söylemek için gelmedin. | Open Subtitles | أعتقد، أنكِ لم تأتي إلي بروكلين لتخبريني ذلك. |
Alba, bana anlatmak istediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | ألبا , هل هناك شيء أنتِ بحاجة لتخبريني به؟ |
Önümüzdeki hafta bir yemeğe çıkalım. Kitabı biraz daha anlatırsın. | Open Subtitles | دعينا نتناول العشاء معاً الأسبوع القادم لتخبريني المزيد عن الكتاب. |
Hayır, senin zaten bildiğim şeyleri bana söylemen için beklemekten daha iyi işlerim var. | Open Subtitles | لأن لدي أموراً أخرى أفضل لأفعلها و من ثم أنتظركِ قليلاً لتخبريني بما أعرفه مسبقاً |
Bana söyleyecek bir şeyin yok mu? | Open Subtitles | أنتي ليس لديكي أي شيء لتخبريني به ؟ |
Sonunda senin için hiç yeterli olmadığımı söylemenin bir yolunu buldun. | Open Subtitles | بأنني لم أكن جيد معكِ و اخيراً وجدتي طريقة لتخبريني بذلك |
Bilmediği bir şey varsa şimdi söylemeniz çok iyi olur. | Open Subtitles | إن كان هناك شيء لم تعلم عنه فالآن وقت مناسب لتخبريني |
Bana gerçekten onu aldattığını asla söylemeyecektin, değil mi? | Open Subtitles | لم تكن لتخبريني مطلقاً بانكِ خنتيها , اليس كذلك؟ |