Bilgisayarlar ikili kodu kullanır çünkü bu veri depolamak için güvenli bir yöntemdir. | TED | أجهزة الكمبيوتر تستخدم النظام الثنائي لأنه وسيلة يمكن الاعتماد عليها لتخزين البيانات. |
Güneş kulelerinde, fazla olan ısıyı depolamak için büyük erimiş tuz veya yağ depoları kullanılabilir ve gerektiğinde kullanılmalıdır, çünkü elektrik üretimini düzenlemek için, artıp azalan parlaklık sorunuyla bu şekilde başa çıkılır. | TED | في الأبراج الشمسية، يمكن استخدام خزانات ضخمة من الملح أو الزيت لتخزين أي حرارة زائدة واستخدامها عند الحاجة، لذا، فهذه هي طريقة التعامل مع مشكلة تذبذب الإشعاع الشمسي الذي يقلل من الإنتاج الكهربائي. |
Şaraplarımızı saklamak için bir mahzen yaptık. | Open Subtitles | لتخزين النبيذ الإضافي الذي إشتريناه , أعددت قبو صغير |
Kaçırdığınız yasadışı susturucuyu saklamak için... telefotografik lensler çok iyi birer fırsattır. | Open Subtitles | لتخزين كاتم الصوت وتهريبه بشكل غير مشروع |
Evet. Keşke deposu biraz daha büyük olsaydı. | Open Subtitles | نعم ، ليتها بها مكان أكبر لتخزين الأشياء |
Bu, MIT'de öğrencilerim ve doktora sonrası öğrencilerinden oluşan ekibimle birlikte icat ettiğim yeni bir enerji depolama yöntemi. | TED | و هو شكل جديد لتخزين الطاقة قمت بابتكاره في معهد ماساتشوستس للتقنية جنباً إلى جنب مع فريق من تلامذتي و علماء و باحثين. |
Oraya gittik ama bina sadece depo olarak kullanılıyormuş. | Open Subtitles | ذهبنا هناك ، لكن المبنى كان يُستخدم فقط لتخزين |
Eşyalarını koymak için bir yere 5 bin dolar ödemiş. | Open Subtitles | ادفع له الف دولار مقابل مكان لتخزين المعدات |
Ancak, Güneş panelleri açısından, fazla enerjiyi ekonomik biçimde depolamak için mevcut bir yöntem yok. | TED | لكن في حالة الألواح الشمسية، فلا توجد حاليا وسيلة ما لتخزين الطاقة الزائدة بتكلفة معقولة. |
Bu yüzden arazilerimizin ve alanlarımızın neredeyse yüzde 30'unu bu büyük çelik parçaları depolamak için kullanıyoruz. | TED | وهكذا ، تقريبا 30 في المئة من أرضنا و مجالنا . يستخدم لتخزين هذه الكتل من الصلب .. |
Hedge onu seri numara depolamak için kullanabilir ve ihtiyaç duydukça yeni bir tane ile yerini değiştirebilir. | TED | يمكن لهيدج أن يستخدمها لتخزين رقم تسلسلي واستبداله برقم جديد حسب ما يحتاج. |
Hedge her yığındaki harfleri sayabilir ve bunları bir sözlük olarak düzenleyebilir, bu bilgi depolamak için düzenli bir yoldur. | TED | يمكن لهيدج أن يقوم بعد الأحرف بكل حزمة ويرتبها ضمن معجم، والتي تعتبر طريقةً مرتبةً لتخزين المعلومات. |
Çok narin nesneleri saklamak için kullanılır. Kasanız da orada olmalı. | Open Subtitles | يستخدم لتخزين المواد الحساسة للغاية ذلكَ مكان وجود القبو |
Dosya saklamak için para ödemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | هذا حقا فاسدا لا حاجة الى دفع كلفة لتخزين الملفات |
Plastik kaplar yiyecek saklamak içindir. | Open Subtitles | عُلب حافظات الطعام، إنّها لتخزين الطعام. |
Bu Amerikan İstihbarat Teşkilatının güvenli evlerinden biri, ...ve yurt dışı görevleri için kullanmak üzere silah deposu olarak kullanıyorlar. | Open Subtitles | هذا هو بيت أمان لوكالة استخبارات أمريكية و هم يستخدمونه لتخزين الأسلحة التي يستخدمونها في المهمات خارج البلاد |
Ve ardından, bunun için vergileri kullandığından yangına ihtimaline karşılık su deposu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ولأنَّه استخدمَ أموال الضرائب التي يدفعُها الشعب في هذا الغرض قالَ أنها ليست سوى منشأةً لتخزين المياه في حال حدوث حرائق |
Ve böylece bu lego takımıyla, DNA olmadan, karmaşık bilgi deposu için gereken çeşitliliğe sahip oluyoruz. | TED | لذا فبمكعبات الليجو هذه، لدينا التنوع المطلوب لتخزين المعلومات المعقدة بدون دى - إن - إيه. |
Google Gmail ve Youtube'un lansmanını yapmak üzereyken data depolama sistemlerinin yetersiz olduğunun farkındaydılar. | TED | عندما أوشكت جوجل على إطلاق جيميل ويوتيوب كانت تعلم أن نظامها لتخزين البيانات لم يكن ملائمًا |
Paket ise günlük nikotin desteğini sağlayan bir depolama kabıdır. | TED | العبوة هي حاوية لتخزين النيكوتين ليوم واحد. |
Dükkan açıkken kullanabileceğimiz ölçüm ve paketleme için depo alanı var arkada. | Open Subtitles | هناك مساحة في الظهر لتخزين الجداول و، الإمدادات عند فتح المحل. |
İsis'de oturup beklediğim için Oliver buranın adamlarının eşyaları için iyi bir depo olacağını düşündü. | Open Subtitles | بما أني الآن (مدبرة مؤسسة (أيسيس (ظن (أوليفير أنها مخبأ ممتاز لتخزين كل أجهزة جماعته |
Şimdi bunları arkaya koymak zorundayım. | Open Subtitles | مضطرة أن أذهب لتخزين هذه الأشياء الآن |
Planımız, tabi daha iyi bir planı olan yoksa kuşatmaya daha fazla dayanmak için yeterince stok yapmak. | Open Subtitles | خطتنا ما لم شخص ما لديه أفضل, هو لتخزين امدادات كافية لتصمد اكثر لأي حصار. |